Ara

Allah, Takvâ Sâhibi Kullarını Sever

Allah, Takvâ Sâhibi Kullarını Sever

Allah, Takvâ Sâhibi Kullarını Sever
Prof. Dr. Mehmet Soysaldı*

Yüce Allah, insanı en güzel bir sûrette yaratmış, ona sayısız nîmetler vermiş ve bu dünyâya göndermiştir. Allah bu dünyâda herşeyi insanın hizmetine sunmuştur. Kâinatta canlı cansız herşey insana hizmet etmektedir. Demek ki Yüce Allah insanı çok sevmektedir. İnsanın da Kendisini sevmesini ve rızâsına eren kullardan olmasını istemektedir. Bunun için de Yüce Allah bir kitap indirmiş ve o kitâbında kimleri sevdiğini, kimleri sevmediğini âyetleriyle açıkça belirtmiştir. Kur’ân-ı Kerîm’i baştan sona incelediğimizde Yüce Allâh’ın, kimleri sevdiğini çeşitli sûrelerde, birçok âyette açıkladığını görmekteyiz.

Yüce Allah, Kur’ân’da iki sûrede üç âyet-i kerîme’de takvâ sâhibi insanları sevdiğini şöyle ifâde etmektedir: “Şüphesiz ki Allah takvâ sâhibi olanları sever.”1

Takvâ Arapça “Ve-Ka” kökünden türetilmiş “sakınmak, korunmak” anlamlarına gelen bir kelimedir. Terim olarak ise “dînin emir ve tavsiyelerine uyma, yasak ve günahlardan sakınma husûsunda duyarlı olma”2 anlamına gelmektedir. Muttakî ise, takvâ sâhibi olan duyarlı kişidir.

Dinde takvâdan daha üstün bir mertebe yoktur. Allah katında en değerliler en fazla takvâ sâhibi olanlardır. Zîrâ Yüce Allah, “Şüphesiz ki Allah katında en değerliniz en çok takvâ sâhibi olanınızdır.”3 buyurmaktadır. Yâni insanın Allah katındaki değeri, dînin emirlerine uymada yasaklarından sakınmada duyarlı olmasına göredir. Bu duyarlılık, inanan insanları kötülükten ve günahtan vazgeçirir, iyiliğe ve hayra sevkeder.

Bu konuda en duyarlı olan, Allah katında en değerli insandır. Nitekim Yüce Allah, muttakî insanları Rahmân’ın has kulları diye kendisine nisbet etmekte ve övmektedir.4 Allah muttakîler ve güzel iş yapanlarla berâberdir.5 Allah muttakîlerin dostudur.6 Onlara aslâ korku ve hüzün yoktur.7

Yüce Allah bütün insanlardan takvâ sâhibi olmalarını istediği gibi bütün peygamberler de ümmetlerinden takvâ sâhibi olmalarını istemiştir.

Nitekim Hz. Peygamber’in (sav) de dâimâ: “Allâhım nefsime takvâsını (günahlardan sakınma duyarlılığı) ver ve onu (her türlü günahtan) temizle. Sen temizleyenlerin en hayırlısısın. Onun koruyucusu ve efendisi de sensin.”8 şeklinde duâ ettiğini bilmekteyiz.

Yine bir yolculuğa çıkmak üzere olan bir sahabi kendisine duâ etmesini Allah Rasûlü’nden talep edince Hz. Peygamber (sav): “Allah, seni takvâ ile azıklandırsın.”9 buyurmuştur. 

Kur’ân’ın hidâyet rehberi olması ancak takvâ sâhibi olanlar için geçerlidir. Yâni takvâ sâhibi olamayanlar Kur’ân’ın hidâyetinden istifâde edemezler. Dünyâ ve âhirette gerçek kurtuluşa ermek de ancak takvâ sâhibi olmaya bağlıdır.10

Kimin ne kadar takvâ sâhibi olduğunu ise sâdece Allah bilir.11 Hz. Peygamber (sav) insanlar içinde en çok takvâ sâhibi olandır.12

Hz. Peygamber Efendimiz: “Nerede olursan ol, Allâh’a karşı sorumluluk bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi birşey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun bir biçimde davran.”13 buyurmak sûretiyle takvâ ve güzel ahlâk sâhibi olmanın ne derece önemli olduğuna vurgu yapmıştır.

Muttakî/Takvâ Sâhibi/Duyarlı İnsanların Özellikleri

Yüce Allah, takvâ sâhibi/duyarlı insanların özelliklerini Kur’ân’da çeşitli sûrelerde birçok âyette zikretmiştir.14

Bu âyetlere göre muttakî/takvâ sâhibi/duyarlı insanların temel özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

  1. Onlar, gaybe inanırlar.15
  2. Namazı dosdoğru edâ ederler.16
  3. Namazlarını sürekli kılarlar.17
  4. Namazlarını huşû içerisinde edâ ederler.18
  5. Onlara verilen nîmetleri Allah rızâsına uygun olarak infâk ederler.19
  6. Kur’ân’a ve ondan önce indirilmiş olan ilâhî kitaplara ve suhuflara îmân ederler.20
  7. Âhirete de yakînen inanırlar.21
  8. Darlıkta da bollukta da infakta bulunurlar.22
  9. Onlar, öfkelerine hâkim olurlar.23
  10. Onlar, insanları affederler.24
  11. Onlar, kötülük yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allâh’ı hatırlayıp günahlarından dolayı hemen tevbe-istiğfar ederler.25
  12. Onlar, işledikleri kötülüklerde bile bile ısrâr etmezler.26
  13. Onların yanında Allah anıldığında yürekleri titrer.27
  14. Allâh’ın âyetleri kendilerine okunduğunda îmanları artar.28
  15. Onlar, sâdece Allâh’a tevekkül eden/dayanıp güvenen kimselerdir.29
  16. Onlar, iyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar.30
  17. Onlar, zekâtı verirler.31
  18. Onlar, Allah ve Rasûlüne itâat ederler.32
  19. Onlar, boş ve yararsız şeylerden yüz çevirirler.33
  20. Onlar, iffetlerini korurlar.34
  21. Onlar, kendilerine verilen emânetlere ve verdikleri söze sâdık kalırlar.35
  22. Onlar, yeryüzünde tevâzu ile yürürler.36
  23. Kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) “Selâm!” derler (geçerler.)37
  24. Gecelerini Rabblerine secde ederek ve kıyamda durarak geçirirler.38
  25. Onlar Rabblerine: “Ey Rabbimiz! Cehennem azâbını bizden uzaklaştır; çünkü onun azâbı geçici değil süreklidir. Orası ne kötü bir yerleşme ve ikamet yeridir.” diyerek duâ ederler ve Cehennem azâbından Allâh’a sığınırlar.39
  26. Onlar harcadıklarında ne isrâf ederler ne de cimrilik yaparlar. İkisi arasında orta yolu tutarlar. (Mûtedil davranırlar.)40
  27. Onlar, Allah ile berâber başka bir ilâha yalvarmazlar.41
  28. Onlar, Allâh’ın haram kıldığı cana haksız yere kıymazlar.42
  29. Onlar, zinâ etmezler.43
  30. Onlar, yalan yere şâhitlik yapmazlar.44
  31. Onlar, boş söz konuşan, boş ve faydasız işler yapanlarla karşılaştıklarında vakar ile oradan ayrılıp giderler.45
  32. Kendilerine Rabblerinin âyetleri hatırlatıldığında ise, onlara karşı sağır ve kör gibi davranmazlar.46
  33. Onlar, dâimâ: “Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takvâ sâhiplerine önder kıl!” diye duâ ederler.47
  34. Onlar, Rabblerinden bir hidâyet/doğru yol üzerindedirler.48
  35. Onlar, kurtuluşa erenlerdir.49
  36. Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar.50
  37. Onlar, öfkelendikleri zaman bile (karşısındaki insanların kusurlarını) bağışlarlar.51
  38. Onlar, Rabblerinin dâvetine icâbet ederler.52
  39. Onlar, işlerini aralarında istişâre ile yaparlar.53
  40. Bir zulme/haksızlığa uğradıkları zaman, birbirlerine yardım ederek zulme/haksızlığa karşı dururlar.54

Takvânın insana kazandırdıkları:

Takvâ, insanın Allâh’ın ikrâmına mazhar olmasına vesîle olur. Bu ikramlardan bir kısmı insana dünyâda verilir. Diğer bir kısmı da âhirette verilir.

Allah, takvâ sâhiplerine dünyâda şu lütuflarda bulunur:

  1. Hak ile bâtılı ayırma özelliğine kavuşturur.55
  2. Birçok nîmete mazhar eder.56
  3. Allah onun dünyevî işlerini kolaylaştırır.57
  4. Allah takvâ sâhibinin dostu olur.58
  5. Takvâ sâhiplerine aslâ korku ve hüzün yoktur.59

Yüce Allah, takvâ sâhiplerine âhirette de şunları bahşeder:

  1. Allah, onların günahlarını bağışlar.60
  2. Allah, onların sevaplarını arttırır.61
  3. Onlar, Allâh’ın koruması altına girerler.62
  4. Onlar, Allâh’ın rahmetine mazhar olurlar.63
  5. Takvâ, onları cehennem azâbından kurtarır.64
  6. Takvâ, onların cennete girmelerine vesîle olur.65

Ne mutlu takvâ sâhibi olup da Yüce Allâh’ın rızâsını kazanan kullara!

Dipnotlar:
* İlahiyatçı yazar. [email protected] (Bu yazı Prof. Dr. Mehmet Soysaldı’nın “Kur’ân’a Göre Allah Kimleri Sever Kimleri Sevmez?” adlı kitabından özetlenmiştir.)
1 Âl-i İmrân, 3/76; Tevbe, 9/4, 7.
2 Uludağ, Süleyman, “Takvâ”, Diyanet İslam Ans., İst., 2010, 39: 484.
3 Hucurât, 49/13.
4 Furkân, 25/63. “Rahmân’ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevâzu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) “Selâm!” derler (geçerler).”
5 Nahl, 16/128.
6 Câsiye, 45/19.
7 Yûnus, 10/62-63.
8 Müslim, Zikir, 73.
9 Tirmizî, Deavat, 44; Darimî, İsti’zan, 41.
10 Bakara, 2/189; Mâide, 5/35, 100; Zümer, 39/61; Nebe’, 78/31.
11 Âl-i İmrân, 3/115; Tevbe, 9/44.
12 Buhârî, İ’tisâm, 27; Müslim, Sıyâm, 74.
13 Tirmizî, Birr, 55; Darimî, Rikak, 74.
14 Takvâ sâhibi/duyarlı insanların özellikleri için bkz., Bakara, 2/3-5; Âl-i İmran, 3/134-135; Enfâl, 6/2-4; Tevbe, 9/71-72; Mü’minûn, 23/1-11; Furkân, 25/63-76; Lokmân, 31/4-5; Şûrâ, 42/36-39.
15 Bakara, 2/3.
16 Bakara, 2/3; Enfâl, 8/3; Tevbe, 9/71; Lokmân, 31/4; Şûrâ, 42/38.
17 Mü’minûn, 23/9.
18 Mü’minûn, 23/2.
19 Bakara, 2/3; Enfâl, 8/3; Şûrâ, 42/38.
20 Bakara, 2/4.
21 Bakara, 2/4; Lokmân, 31/4.
22 Âl-i İmrân, 3/134.
23 Âl-i İmrân, 3/134.
24 Âl-i İmrân, 3/134.
25 Âl-i İmrân, 3/135.
26 Âl-i İmrân, 3/135.
27 Enfâl, 8/2.
28 Enfâl, 8/2.
29 Enfâl, 8/2.
30 Tevbe, 9/71.
31 Tevbe, 9/71; Mü’minûn, 23/4; Lokmân, 31/4.
32 Tevbe, 9/71.
33 Mü’minûn, 23/3.
34 Mü’minûn, 23/5.
35 Mü’minûn, 23/8.
36 Furkân, 25/63.
37 Furkân, 25/63.
38 Furkân, 25/64.
39 Furkân, 25/65, 66.
40 Furkân, 25/67.
41 Furkân, 25/68.
42 Furkân, 25/68.
43 Furkân, 25/68.
44 Furkân, 25/72.
45 Furkân, 25/72.
46 Furkân, 25/73.
47 Furkân, 25/74.
48 Lokmân, 31/5.
49 Lokmân, 31/5.
50 Şûrâ, 42/37.
51 Şûrâ, 42/37.
52 Şûrâ, 42/38.
53 Şûrâ, 42/38.
54 Şûrâ, 42/39.
55 Enfâl, 8/29.
56 A’râf, 7/96.
57 Talak, 65/4.
58 Câsiye, 45/19.
59 Yûnus, 10/62-63.
60 Talak, 65/5.
61 Talak, 65/5.
62 Nahl, 16/81; Âl-i İmrân, 3/120.
63 En’âm, 6/155.
64 Meryem, 19/72; Duhân, 44/56; Tûr, 52/18; İnsân, 76/11.
65 Kaf, 50/31

Ağustos 2019, sayfa no: 20-21-22

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak