Ara

Yaygın Anne-Baba Tutumları / Nuray Baştan Aydın

Yaygın Anne-Baba Tutumları / Nuray Baştan Aydın

Eğitim, doğumdan ölüme kadar süregelen bir süreçtir. Hayat boyu süregelen bu sürecin ilk durağı "âile"dir. Çocuğun öğrenmeye yaklaşımı ve okul başarısında âilenin tutumu çok önemlidir. Âile ortamı çocuğun duygusal, zihinsel, sosyal ve ahlâkî gelişiminde büyük bir rol oynar. Taşın üzerine damlayan suların taşı şekillendirmesi gibi zamanla çocukların karakterleri de şekillenir. Âile, çocuğun bilinçli veya bilinçsiz şekilde eğitim aldığı temel kurumdur. Çocuk, yaşam boyu kalıcılığı en fazla olan 0-6 yaş dönemindeki bilgi birikimini âilede kazanır.

Yetişkinlik dönemindeki kişiliğimizin temeli, âilede aldığımız eğitimle birlikte bize sunulan tutum ve davranışlara dayanmaktadır. Bâzı anne-babalar çocuk eğitimi husûsunda doğru bilgiye ulaşmak için araştırma yapmak yerine geçmiş yaşantılardan, kendi kişisel değerlerinden ve anne babalarından öğrendiklerinden faydalanmayı tercih etmektedirler. Oysa ki hızla gelişen dünyâ düzeninde yeni gelişmelerle birlikte çocuklara yaklaşım tarzı da değişmektedir. Eğitimde genel amaç; destek olmak, yol göstermek, doğruyu öğretmek ama bu hedefe ulaşırken de çocuğun kişiliğini olumsuz yönde etkileyebilecek tutum ve davranışlardan şiddetle kaçınmak olmalıdır. Çocuk sevgi, saygı ve hoşgörü ortamında büyütülürse sağlıklı bir kişilik geliştirerek her alanda başarılı olur.

Baskıcı, Otoriter Anne-Baba Tutumu

Baskıcı, otoriter yaklaşım sergileyen anne babaların ideali, çocuğu kendi koyduğu katı kurallara uymaya mecbur ederek, hiçbir şekilde bu kurallardan tâviz vermeden bunları birebir çocuğa uygulatmaktır. Amaç çocuğu istedikleri kalıba sokmaktır. Âile, çocuğu beğenmeyerek dâimâ ona nasihatler verir. Çocuğu sürekli başkalarıyla kıyaslar (kardeş, akraba, komşu çocukları vs.). Sık sık eleştirir, cezâ verir, sert tepkilerde bulunur. Her yaptığı işe müdahale eder. Çocuk ne yaparsa yapsın âilesinin gözünde hep yetersizdir. Gözler sürekli çocuğun üzerindedir. Çocuk dâimâ tedirgindir, hatâ yapmaktan çok korkar, âilenin elindeki kumandayla yönetilmişlik durumu ile karşı karşıyadır. Çocukluğunu yaşayamaz, dâimâ olumlu davranış beklentilerine cevap vermek zorunda hisseder kendini; zaman zaman şiddete mâruz kalabilir. Âile, "Çocuğu disiplinle yetiştiriyorum ki terbiyeli ve saygılı olsun." şeklinde savunma geliştirir.

Baskıcı Otoriter Tutumun Çocuk Üzerindeki Etkileri

Bu şekilde yetişen çocuklar çekingen, silik, özgüvensiz, aşırı hassas ve başkalarının etkisinde kolayca kalabilen bir yapıya sâhip olurlar. Sürekli yanlış yapma korkusu içinde oldukları için girişimcilik yönleri hep eksik kalır. Duygu ve düşüncelerini açıklamaktan kaçınırlar. İç dengelerini yitirirler, kendileriyle barışık olamazlar. Zaman zaman saldırganlık eğiliminde bulunarak tutarsızlık gösterebilirler.

Baskıcı bir ortamda yetişen çocukların öz güvenleri ve girişimcilik ruhları gelişmediği için hayatta çok başarılı işlerde yer alamazlar. Çocuğu hiçe sayan, katı ve sert bir disiplin anlayışı çocuğu silik, başarısızlıkları karşısında yalana başvuran, güvensiz bir kişilik hâline getirir. Çocuğun doğruyu yanlışı yaparak, yaşayarak öğrenmesine imkân sağlanmalı ki çocuk başarıya ulaşmada başarısızlıklardan korkmasın. Bu durumu bir basamak olarak değerlendirip yeni hedeflere ilerlesin.

Çocuk Merkezli Anne-Baba Tutumu

Baskıcı tutumun aksine anne-babanın çocuk üzerinde sonsuz egemenliğinin bir kenara bırakıldığı, çocuğun tamâmen başına buyruk olduğu, anne babaya hükmettiği, yaptırım uyguladığı bir âile modelidir. Çocuğun hiçbir şekilde sınırlanmadığı, özgür bırakıldığı "çocuk erkil" âile tipidir. Anne babaya saygı yok denecek kadar azdır, müdahaleyi asla kabûl etmez. Âile çocuğun çevreye zarar verici davranışlarda bulunması durumunda dahi aşırı serbest davranır. Çocuk ne yapıp ne yapmaması konusunda âileden telkin almaz, buna kendi karar verir. Âile içinde kesin kurallar, yaptırımlar yoktur. Anne-baba yanlış tutumları görse dahi caydırıcı yöntem kullanmaz. Bu çocuklar her istediklerinin yapılmasını isterler. Çevrelerindeki tüm insanlara da hükmetmek arzusu içindedirler. Kendilerini dünyânın merkezinde görürler. Çocuk için ev ortamı tam bir serbestlik alanıdır.

Çocuk Merkezli Anne Baba Tutumunun Çocuk Üzerindeki Etkileri

Çocuk merkezli âilelerde yetişen çocuklar evde her istediklerini yaptırmaya, herkese hükmetmeye alıştıkları için okula başladıklarında arkadaşları ve öğretmenleriyle çatışma yaşama ihtimalleri yüksektir. Aynı teslimiyeti arkadaşlarından, öğretmenlerinden beklerler ve bu çocuklar sosyal ilişkilerde başarısız oldukları gibi kendileri de mutsuz olurlar. Toplumda istenmeyen, kaprisli kişiler olarak tanımlanırlar. Her istediklerini elde ettikleri için doyumsuzdurlar. Genellikle bencil, sorumsuz, sabırsız, antisosyal kişilik özelliklerine sâhip olurlar. Hayatla ilgili idealleri, hedefleri yoktur. Gururlu ve kibirli olurlar. Sosyal ortama girdiklerinde bu olumsuz özellikleriyle kabûl görmeyince hayâl kırıklığına uğrarlar. Benmerkezli kişilik geliştirirler. Belli bir amaca ulaşma hırsı taşımadıkları için büyük başarılara imzâ atamazlar.

Kararsız ve Tutarsız Anne- Baba Tutumu

Çocuk eğitimde karşılaşabilecek en kötü anne baba tutumu tutarsız anne baba tutumudur. Çocuğun yaptığı davranışın nasıl karşılanacağı belli değildir. Âile nasıl tutum sergileyeceği noktasında tutarlı davranmamaktadır. Anne baba çocuk yetiştirme konusunda görüş ayrılığı yaşamaktadır. Âile bâzen çok hoşgörülü bâzen de aşırı katıdır. Anne- babanın kendi aralarında da görüş ayrılığına düştüğü gözlemlenir. Annenin hoş gördüğü bir davranışı baba onaylarken tam tersi de olabilmektedir. Çocuk aradaki bu fikir ayrılığından istifâde ederek bu durumu kullanır. Çocuk hangi davranışı nerede yapacağını bilemez. Yaptığı davranışın doğru olup olmadığını tartmaz, ne zaman hangi davranışı sergilemesi gerektiğini kestiremez.

Kararsız ve Tutarsız Anne Baba Tutumunun Çocuk Üzerindeki Etkileri

Çocuk eğitiminde en sık karşılaşılan anne baba tutumudur. Âileler bâzen aşırı katı ve kuralcı olurken bâzen de daha duygusal veya o anki ruh durumuna göre tavır alabilmektedir. Evde flüt çalınmasını hoşgörüyle karşılayan bir babanın işten yorgun geldiği bir akşam flüt çalan çocuğuna şiddetli bir tepki göstermesi tutarsız bir yaklaşımdır. Çocuk bu karmaşık durumu anlamakta zorluk çeker. Çocuğun arkadaşına gitmesine izin veren babanın bir anda karşı çıkması durumuna da çocuk anlam veremez. Çocuk nerede nasıl davranması gerektiğini kestiremez. Sürekli "Acaba şu şekilde davranırsam anne-babamın yaklaşımı nasıl olur?" sorusunun cevâbını bulmaya çalışır. Katı ve aşırı serbest yaklaşımla yetişen çocuk, anne-babasının neye nasıl tepki vereceğini bilir ve ona göre davranırken tutarsız tutumla yetişen çocuk nasıl davranacağını bilemez. Çocuğun kişiliği de dengesiz ve tutarsız olarak şekillenir. Bu durum, arkadaş ilişkilerine de olumsuz yansır. Hiç kimse tutarsız biriyle arkadaşlık kurmak istemez. Anne- babaların kendi aralarındaki görüş ayrılığı da tutarsız eğitimi berâberinde getirir. Çocuk bu durumdan istifâde eder. Babadan onay görmeyince anneye yanaşır. Anne ile baba çocuk eğitiminde ortak tavır takınmalıdırlar. Anne çocuğa bir yaptırım uyguluyorsa baba doğru bulmasa da çocuğun yanında sesiz kalmalı, bu konuyu anne ile yalnız bir ortamda istişâre etmeli. Aksi halde çocuk yaptığı yanlışı anlayamayacak ve kendini haklı görecek, kendine destekçi olan kim ise ona yönelecektir. Ancak bu desteği okulda ve çevrede göremeyince kendini yalnız hissederek mutsuz olacaktır.

Koruyucu Anne-Baba Tutumu

Koruyucu, kollayıcı anne-baba tutumu ülkemizde sıkça başvurulan ebeveyn tutumudur. Çocuğun aşırı korunduğu, kontrol altında tutulduğu âile tipidir. Özellikle annelerin korumacı güdüleri çok yoğundur. Anne, çocuğun her işini üstlenmiştir. Yemek yedirme, üst giydirme, ödevlerini üstlenme bunlardan birkaçıdır. Koruyucu anne baba tutumunda çocuğu sorumluluklardan yoksun bırakma söz konusudur. Çocuğun yaşı büyük de olsa bebek muamelesi görür. Tüm istedikleri yerine getirilir. Yorulmasın diye anne üstün performans gösterir.

Koruyucu Anne Baba Tutumunun Çocuk Üzerindeki Etkisi

Koruyucu ebeveyn yaklaşımı, çocukta bağımlı kişilik gelişimine sebebiyet vereceği için çocuk bağımsız bir kişi olamaz. Her konuda anne-babasına danışma, dayanma ihtiyâcı hisseder. Âileden ayrılma fobisi yaşar. Girişken ve atılımcı olamaz, gölge olarak yaşayarak silik bir kişilik geliştirir. Tek başına bir problemin üstesinden gelmeyi başaramayacağı için dâimâ arkasında destek arar. Yalnız olduğunu düşündüğü zaman ise mücâdele edemez, kaçmayı tercih eder. Zaman zaman kompleks duygusu hissederek saldırganlaşabilir.

Destekleyici, Hoşgörülü, Demokratik Anne-Baba Tutumu

Anne-babanın hoşgörü içerisinde çocuğun davranışlarını değerlendirdiği ve çocuğa gerekli şekilde, gerektiği zaman müdahale ettiği anne baba tutumudur. Anne-baba kurallarda net ve açıklayıcıdır. Dayatma yönteminden ziyâde işbirliği esastır. Âile ortamı çocuğa kendini ifâde etme, kimliğini ve becerilerini ortaya koyma imkânı verir. Âile bireyleri birbirleriyle saygı ve sevgi çerçevesinde uyum içinde yaşarlar. Evde alınan kararlar âile toplantısı yapılarak masaya yatırılır. Her âile ferdinin görev ve sorumlulukları belirlenir. Her birey sorumluluklarını yerine yetirmekle yükümlüdür. Anne- baba evde tek lider değildir. Uzlaşmacı ilişki esastır.

Destekleyici, Hoşgörülü, Demokratik Anne-Baba Tutumunun Çocuk Üzerindeki Etkisi

Demokratik tutum sergilenen bir evde çocuk kendini rahatça ifâde edebilme imkânı bulur ve özgüveni gelişir. Böyle bir tutumda evde kabûl edilen ve edilmeyen davranışların sınırları âilece belirlenir ve uygulanır. Çocuk tek taraflı yaptırıma mâruz kalmaz. Görev ve sorumluluklarını kendi üstlendiği için girişimci rûhu gelişir. Sevgi ve saygıyla büyütülen çocuk, sevmeyi ve saygı duymayı da öğrenir. Çocuk neyi, nerede, nasıl yapacağını rahatlıkla tâyin eder. Yaratıcı, girişken, kendi düşüncelerini sonuna kadar savunan, otoriteye körü körüne inanmak yerine onu sorgulayabilen bir birey olur. Hayat boyu en başarılı ve en mutlu kişilik tipi, demokratik âile yaklaşımında yetişen bireyler arasından çıkar.

Ebeveynlerin çocuklarına karşı bu bilinç çerçevesinde tutum ve davranış geliştirmesi, başarılı nesiller yetişmesini sağlar. Anne-babanın tutumları; çocuğun kişiliğinin oluşmasında, karakterinin şekillenmesinde, hayatta başarılı olmasında büyük önem taşır.

Kasım 2019, safya no: 56-57-58-59

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak