Ara

Siz Öyle Durduğuna Bakmayın

Siz Öyle Durduğuna Bakmayın

Siz Öyle Durduğuna Bakmayın

Ferhat Aslan

Âile Danışmanı ve Psikoterapist

Danışmanlık sürecinde en sık duyduğumuz cümlelerden biridir, yukarıdaki başlık. “Hocam siz onun öyle yumuşak durduğuna, dediklerine bakmayın. Bunlar âile boyu geçimsiz, sorunludurlar. Annesi yıllarca kan kusturdu eltilerine. Hele iki teyzesi, sorma gitsin. Kimse evlerine gitmek istemiyor. Bütün akrabalar onlardan kaçarlar. Bunların değişmesi mümkün değil, ne yapacağımı şaşırdım…” diye devâm eder, hepinizin çok sık duyduğu bu ve buna benzer klasik cümlelerle. Unutulmamalıdır ki, hiçbir insan melek değildir. Yaratılış itibârı ile şeytan da değildir. Ama hem meleklik sıfatları hem de şeytanlık vasıfları taşımaktadır. İnsanın sevgi, şefkat ve merhamet gibi meleksi duyguları olduğu gibi, kin, nefret, düşmanlık, haset ve kibir gibi şeytânî tarafları da vardır. Kim olursa olsun; eşimiz, çocuklarımız, anne babamız veya komşularımız, herkeste bu zıt duygular mevcuttur. Tıpkı zehir ile balı bir arada barındıran arı gibi. İletişim, muhâtabımızda bulunan negatif duyguların varlığını kabûl edip ve onlara dokunmadan, pozitif duyguları açığa çıkarma sanatıdır. İletişim: Gülün dikeninden sakınarak kokusundan, renginden; arının zehrinden uzak durarak balından istifâde etme sanatıdır. Gül çiçeğine gelişigüzel dokunan biri için gül dikenliktir. Arı ise zehir saçan bir hayvandır, dikkatsiz biri için. Öfkesini, nefretini tahrik ettiğiniz birisinden sevgi beklemek ne kadar gerçekçi olabilir? Tedbirsiz ve yanlış hareketlerinizle kendinize saldırttığınız arıyı, zehirli yılan olmakla suçlayıp bir kenara çekilmek bize hiçbir şey kazandırmaz. Karşı tarafın bize olan tepkisi, bizim ona olan etkimize bağlıdır. Tepkiden önce etkiye odaklanılmalıdır. “Ben ne yaptım veya yapıyorum ki muhâtabım hep sert ve soğuk tarafını gösteriyor bana?” diyerek yola çıkılsa, sorunun çözümü adına ilk ve önemli adım atılmış demektir. Muhâtabı etiketleyerek bütün faturayı ona kesip bir kenara çekilmek sorunun çözümüne hiçbir katkı sağlamayacağı gibi, tecrübe ve gelişim adına bize de bir faydası olmayacaktır. Sizin “çok iyi bir arkadaş” diye bildiğiniz biri hakkında, bir başkası tam aksi şeyler söyleyebilir. Sizin “melek gibi bir adam” dediğiniz kişi bir başkası tarafından şeytan olarak tanımlanıyorsa, burada bir anormallik var demektir. Siz onun melekliğine, başkası şeytânî tarafına hitâb ediyor olmayın? Ne ekerseniz onu biçersiniz. Karşı tarafın size verdiği tepkiler, sizin onun duygu ve zihin dünyâsına serptiğiniz tohumların meyvesidir. Zehirli bir tohumdan şifâlı meyve beklenmez. Karşı tarafın size uzattığı meyveye değil, sizin ona saçtığınız tohumlara odaklanın derim. Bir markete girdiğinizde, sizin hoşunuza gitmeyen şeyler de raflarda yer alabilir. Ancak siz hoşunuza gidenlere elinizi uzatır ve onları alırsınız. Eşinizin, komşunuzun, yakınınızın negatif tarafları olabilir. Ama siz onun iyi taraflarına tâlip olursanız, o da iyi tarafını size gösterecektir. Kimi zaman da sorun karşı tarafta değil, bakışınızda olabilir. Kimi hastalar suyun tadını acı sanır. Sorun suda mı dilde mi? Nitekim âyet bizi uyarıyor: “Eşleriniz ile iyi ve güzel geçinin. Hoşunuza gitmeyen bir taraf görürseniz, olabilir ki onda çok hayır vardır.” (Nisâ, 19.) Tam yeridir hatırlatmanın şu nurefşan cümleyi: “Güzel gören güzel düşünür, güzel düşünen hayâtından lezzet alır.”

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak