Ara

Muhabbet ve Niyet

Muhabbet ve Niyet

 Muhabbet ve Niyet

Psikolog Reyhan Özyağlı

Evlilikte muhabbet, adâletin devâmı ve merhametin tesisi için mutlak anlamda ihtiyaç duyulan bir duygu durumudur. Dünyevî sıkıntılar, kişisel sorunlar, iletişim eksiklikleri; evlilik ortamında çözülmeyi bekleyen problemler olarak karşımızda durmaktadır. Muhabbet, bu gibi ârazları ortadan kaldırmak için en güçlü duygu iken yapılan basit yanlışlıklar bu duygunun eşleri birbirine yakınlaştırıcı etkisini ve tedâvi edici gücünü zedelemektedir. Bu durum bâzen muhâtabın hak ettiğini düşünüp bilerek, bâzen de durumun hakîkatini tespit etme eksikliğinden ötürü bilmeyerek ortaya çıkar. Niyet okumalar, bâzı durumlarda doğru olmadığını bildiğimiz hâlde kullandığımız bir yöntemdir. Daha önceden canımızı yakan bir durum ya da şahıs, beklemediğimiz bir olay, ânî verilmesi gereken bir karar genelde seçme mekanizmasının aktive olmasını, devreye girmesini sağlar. Bu durumla herhangi bir ortamda karşılaşılabilecek iken evlilerde bu doğal olarak eşlere yönelttiğimiz bir davranış hâline gelir. Yeni evli iken birkaç olay ile kendini gösteren bu sıkıntı zaman geçtikçe eşlerin önce düşünce kalıplarına, daha sonra kelimelerine ve ifâdelerine ve nihâyetinde davranışlarına etki eder. İstenmeyen bu sorunu engellemek bir Müslüman için aslında sanılandan daha kolaydır. Fakat ormanın içindeyken, ağaçların manzaraya engel olduğu sanılıp bütünün güzelliğinin görülememesi gibi; eşler evliliğin içerisindeyken yapılan basit yanlış davranışlar zamanla berâberliğin güzelliğinin görülmesinin önüne set çeker. Evlilikte genellikle tercih edilmeme durumları niyet okumayı tetikler. Eşler evli olmanın doğası gereği öncelenmek isterler. İsteklerin karşılanması sâdece talep etmeye bağlı değildir çiftler için, beklenti büyük oranda söylemeden anlaşılmak üzerine kurulur. Eşlerden birinin akşam yemeği için diğer eşin isteğini sorması yerine annesine ‘ne yemek tercih edersin?’ demesi büyük sorunların başlaması için yeterli küçük bir kıvılcımdır. Eğer niyet okuma mekanizması yanlış yönde çalıştırılmaya başlanırsa bu örnek için akla gelecek ilk yorum annenin öncelenmesi, onun isteğinin gerçekleştirilmesi, tercihin annenin taleplerine yönelik olması olacaktır. Bu durum hemen arkasından zincirleme bir kazâyı, bir ârızayı, düşünce yapısında yanlış bir silsileyi oluşturacaktır: Diğer olaylarda da kendisinin düşüncesine başvurulmadığı, hep âilenin diğer ferdlerinin önemsendiği, kendisinin aslında ikinci planda olduğu, değerli olmadığı, saygı görmediği, sevilmediği… Zannın kötü ve zararlı grubuna dâhil olan bu düşünme tarzı; birkaç farklı parçadan oluşan değerlendirme, yaklaşım ve yorum düzenlemesi ile ortadan kaldırılabilir. İslâmî kaygılar dâhilinde hayâtını şekillendirmeye çalışan insanlar için bu düzenlemeler tahmin edilenden çok daha kolay hayâta geçirilebilir. Öncelik olarak olumsuz niyet okumanın, hüsn-ü zan ile değiştirilmesi gerekmektedir. Hep ya da hiç ile başlayan ifâdeler teorik olarak da gerçek hayatta karşılaşılan davranışlarda da mümkün değildir. Kendisi ile ilgilenilmediğini düşünen bir kadın “kocam benimle hiç ilgilenmiyor” cümlesi ile sâdece mümkün olmayan bir ifâde kullanmıştır. Kocasının mutlak anlamda onunla ilgilendiği, onun sıkıntılarını hâlletmeye çalıştığı durumlar vardır şüphesiz. Fakat kadının beklenti içinde olduğu bir durum karşılığını bulmamış ise o ânın verdiği sıkıntı bu zannın getireceği yıkıma sebep teşkil etmiştir. Erkek kadının gözünde ilgisiz, alâkasız, anlayışsız biri hâlini almıştır. Benzer şekilde erkeğin “şu çocuklara bir tek şey bile öğretemedin” cümlesi haddi aşan, adâleti zedeleyen, haksız bir ifâde olacaktır. Çünkü kadın zamânının önemli bir kısmını büyük oranda çocuklarına ve onların eğitimine harcamakta fakat erkeğin beklentilerinden birinin karşılanmaması erkek tarafından gereksiz bir yorumla değerlendirilmektedir. Bu gibi durumlarda yapılması gereken şey o olayın o zamâna ve mekâna kayıtlı olarak değerlendirilmesi olacaktır. Kadının ya da erkeğin karşı tarafın beklentisini o anda ya da mekânda karşılamaması, ya da başka şahısları önceliyor olmaları o ortam içerisinde değerlendirilmek zorundadır. O gece annenin hasta olması ya da ilgiye daha fazla ihtiyâcı olması kadının ya da erkeğin eşi yerine annesini tercih etmesine sebep olmuş olabilir. Çocuklarla ilgilenemeyen bir kadının durumunu erkek, o gün olan bir olay üzerinden değerlendirip, eşinin bu şekilde davranmasına sebep olan sorunun ne olduğunu araştırarak değerlendirebilir. Bu sorunu ortadan kaldırma önceliği hem niyet okumanın potansiyel sıkıntılarını ortadan kaldıracak hem de eşin rahatlamasını sağlayacaktır. Eşlerin birbirlerinin davranışlarını değerlendirmede davranışın görüntüsünden çok karşı tarafın asıl niyeti ile ilgilenmeleri gerekir. Niyet okumada genel durum karşıdakinin niyetinin ne olduğunu önemsemeden, niyet okuyanın tamâmen kendi açısından karar vermesidir. Zâhir/görünen bâzen aldatıcı olabilir. Eşlerin berâber oldukları süre içerisinde birbirlerini tanıyor olmaları, birbirlerinin düşüncelerini okuyabildikleri anlamına gelmez. Eşlerin ‘sen şunu demek istedin’ veya ‘sen böyle düşünmüşsündür’ demeleri sıkıntıların başladığının ifâdesidir. Bu durumda bir adım geriye çekilip durum değerlendirmesi yapmak sağlıklı olacaktır. Birincisi, eğer zannınızda haklı değilseniz adâletsiz davranışınız muhabbetinizi zedeleyecektir. Eşinizin size güveni azalacak, kendisi hakkında olumsuz düşünen bir insanın yanında sükûn bulması mümkün olmayacaktır. Güven ortamının zedelendiği ve teskin olma imkânının azaldığı bir âile ortamı, muhabbetin ve sonucunda berâberliğin eşlere verdiği zevkin yavaş yavaş ortadan kalkmasına sebep olacaktır. İkincisi, eğer zannınızda haklı iseniz, bu durum bile evliliğiniz için olumlu sonuç doğurmayacaktır. Zannınızı söylediğinizde ortaya çıkacak tartışma ortamı, zıtlaşmanın doğası gereği hatâ yapanın yaptığı hatâyı savunmasına sebep olacak, kendisi gördüğünde düzeltebileceği bu yanlış savunulması gereken bir durum hâline gelecektir. Yanlıştaki ısrar hem yanlışın devâmına hem de iki tarafın da daha fazla rahatsız olmasına sebep olacaktır. Bu gibi durumlarda yapılması gereken ise, terapi seanslarında yapılanlar gibi hatâyı karşıdakinin görmesini sağlamaktır. Yanlışın doğrudan söylenmesi o yanlışın idrâk edilmesinden çok yapanın ezilmesine sebep olma ihtimâli taşır. Bunun sonucu genelde olumlu değişimler ortaya çıkarmaz. Olası sorunlardan kaçınmak için soruna kaynak olmamak kâidesi gereği, sonucu olumlu olmayan davranışlardan uzak durmak gerekir. Faydası olmadığını gördüğünüz müdahaleler, o an için rahatlamaktan başka faydası olmayan hattâ sürtüşmeleri arttıran sebepler hâline gelecektir. Evlilik başlangıcında eşler birbirlerini tercih ederler. İki taraf da beğenilmiştir, istenmiştir ve berâberlik hâsıl olmuştur. Başlangıcın güzelliğini hatırlamak, muhabbetin devâmı için faydalı yöntemlerden biridir. Eşlerin fiillerinde anlık hatâları ya da ihmâlleri görmezlikten gelinerek, olayların zaman ve mekân mefhumu içinde değerlendirilmesi gerekir. Bunun yanında, yaşanılan birkaç olumsuzluk eşlerin birbiri hakkında sürekli olumsuz düşüncelerine ve niyet okumalarına sebep olmamalıdır. Eşlerin muhabbeti, birbirlerinden emîn olmalarını gerektirir. Muhabbetin devâmı da emîn olma hissini güçlendirir. Kadın ve erkeğin gerçek anlamda en üst seviyede kendilerini güvende hissedecekleri yer âiledir. Kötü anlamda niyet okumanın ortadan kalkması, eşlerin birbirlerine dönük niyetlerinin güzel niyetler olduğunu bilmeleri ve hissetmeleri evin teskin olunacak yer olma mâhiyetini devâm ettirecek, muhabbetin olduğu yerde hem eşler huzur bulacak hem de yeni nesiller güvenlik ve sevgi ihtiyaçlarını karşılamış olacaklardır.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak