Ara

Modaya Kurban Ettiklerimiz

Modaya Kurban Ettiklerimiz
Mümin kadın tüm diğer ibâdetlerine gösterdiği hassâsiyeti aynı şekilde tesettüründe de gösterir. Bu onun Cenab-ı Allâh’ın sınırlarını korumadaki titizliğini yansıtan çok önemli bir ibâdettir. Bu sebeple, tüm ibâdetler gibi bunu da çok büyük bir özenle ve şevkle yerine getirir. Mümin kadın tesettürü Allâh’ın kendisine farz olarak emrettiğinin bilincinde olarak tesettürün, başörtüsünün ilâhî ve fıkhî kâidelere, prensiplere uygun olması gerektiğini bilir ve onu çevresine ve modaya kurban etmeden hareket ederse namaz, oruç, zekât ve hac gibi tesettürü de sâlih ameller arasına girer. Tesettürü aslına uygun olarak giyinenler onu şeref ve hürmetle nesilden nesile taşırken, onun içini boşaltanlar tesettürü modaya kurban etmenin âdetâ mücâdelesini veriyorlar. Bilinçli veya bilinçsiz olarak. Günümüzde İslâmî hassâsiyetlere dikkat etmeyen kadınlar, rûhunu ve özünü güzelleştirecek ve süsleyecek birtakım ahlâkî, kültürel özellik ve güzelliklerle bezenmek yerine moda adı altında, yüzünü ve görünüşünü güzelleştirecek makyaja, boyaya, ahlâk dışı giyime başvurarak, Allâh’ın farzı olan tesettürü kendi tarzlarına göre yaparak, sakınmaları gereken güzelliği ön plana çıkartarak teşhirciliğe yönelik adım atmaktadırlar. Tesettürü farz olmaktan çıkartıp tarz olarak örtünen hanımların şu hâdiseyi gözlerinde canlandırmalarını istiyorum: Medîne’de Müslüman bir kadın, Yahudi’nin kuyumcu dükkânına girer. Alacağını alıp dükkândan çıkacağı anda, haberi olmadan bir başka Yahudi, Müslüman hanımın sarkan örtüsünü gizlice bir tarafa iliştirir. Müslüman Hanım dükkândan çıkmak için adımını atınca örtüsü düşer ve iffet âbidesi hanım çığlık atar. Yahudiler de kahkahalar atarak gülüşürler. Ne var ki bu hâdise, Beni Kaynuka isimli kabîle ile savaşmaya sebep oldu. Bir Müslüman hanımın tesettürüne yapılacak olan menfî bir tavır tüm Müslümanlara karşı yapılmış tavır ve harekettir. Bir erkek gördü mü ağzını daha bir kapatan, yüzünü çeviren ninelerimize inat, günümüz Müslüman Kadını daha dik başlı, daha kendinden emin(!) hallerde toplum içinde var olma çabası içine girmiştir. Yeni  dünyâ düzeninin yeni aktörleri olmak, Avrupaî bir yaşama yelken açmak Müslüman hanımlar için elzem kabûl edildi.  İslâm’ın bize öğütlediklerini didik didik edip sorgularken, açık kapıları zorlayarak yeni fetvâlar üretmeye çalışırken, Modern yaşamın bize dayattıklarını sorgulamadan kabûl ettik. Tesettür sâdece kadının saçının örtülmesi demek değildir. Tesettür kadının güzelliğini saklamak içindir. Kadını kötü bakışlardan korumak için indirilmiş bir vahiydir. Tesettür Allah için büyük bir misyon yüklenen Müslüman kadının bayrağıdır. Bu bayrak şunun veya bunun için değil, falan güzel görsün, filan beğensin, hava olsun diye değil sâdece ve sâdece Allah öyle emrettiği için taşınır. Komik ötesi bağlama şekilleriyle, köşesinde görünen yahudi firmanın logosuyla bu kutlu emrin gereği örtüyü paçavraya çevirmeye kimsenin hakkı yoktur. İslâmî hassâsiyetlere önem veren hanımların kendilerine bakarak ‘acaba benim tesettürüm Allâh’ın emrettiği farz mı yoksa modaya kurban ettiğim tesettür mü?’ diye kendilerine sormalarını temennî ederim. Saygılarımla.   Hasan Yılmaz

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak