Ara

Mektûbât-ı Es’âd-ı Erbilî (ks) (21. Mektup)

Mektûbât-ı Es’âd-ı Erbilî (ks)  (21. Mektup)
Hakîr bir zerre mesâbesinde olan bu kusurlu fakîrin sevincine sebep ve bekleyişimin iftihar ve nurlanmasına vesîle olan iltifat dolu ârifâne mektubunuzu alınca bir şükür ifâdesi olarak riyâsızca başarı duâlarımı Cenâb-ı Hakk’a arz ettim. Hazîneyi harâbede arayan mutluluğu da tarîkatta bulan âriflerden olduğunuz apaçık olduğundan Hakk Teâlâ Hazretlerine şükürlerimi sundum. Daha önce gönderdiğim mektubuma cevap olarak gönderdiğiniz mektupta evrâd u ezkâr ile çok meşgûl olup feyz ve sevap kazanma konusunda kendinize isnad buyurmuş olduğunuz tembellik ve özellikle kusûrunuzu itiraf şeklini gösteren edebî mâzeretiniz şüphesiz Cenâb-ı Hakk’a hoş görülmüş ki bendenizi de son derece sevindirmiştir. Hakk Teâlâ Hazretleri güzel tabîatınızı irfan denizi, kaleminizi de lütuf ve ihsan ırmağı yapsın, âmin. Bildiğiniz gibi tarîkat-ı âliyyemiz “in’ikâs” yâni karşılıklı hallerin birbirine tesiri esâsına dayalı olduğundan beşer tabîatını teşkîl eden on letâifin zikrullâh ile uyanması ve vücut şehrinin dînin ilkeleriyle aydınlanması ancak kendisini Allâh’a adayıp fenâfillâha ermiş bir mürşidin feyz ve bereketi sâyesinde müyesser olabileceği açıktır. Bu gibi zâtlar ise yaşadıkları devirlerde kıbrît-ı ahmer gibi ender bulunduğundan ‘Kim taşa inanırsa/güvenirse ondan fayda görür’ hadîs-i şerîfi gereğince dîne ve Hakk yoluna girmiş kimseye ihlâs, muhabbet ve cismânî musâhabe mümkün olmadığı takdirde ‘Sâdıklarla berâber olun1 âyet-i celîlesine yapışarak gıyâben rûhâniyete sarılmak zarûrî görülmüştür. Zîrâ böyle bir ihlâs ve muhabbete sâhip olan akıllı bir mü’minin dünyâda sâlih kullar ve zikreden sâlihler arasına dâhil, âhirette de evliyâ-yı kirâmın maiyyetlerine ulaşma şerefine nâil olabileceği açıktır. Hz. Peygamber (sav) ‘Kişi sevdiğiyle haşrolunur’2 buyurmuştur. Allâhım, bize hakkı hak olarak göster ve hakka tâbi olmakla bizi rızıklandır. Bâtılı da bâtıl olarak göster ve ondan sakınmakla bizi rızıklandır. Râbıta esnâsında fakîrinizle hâsıl olan mülâkât ve diğer zamanlarda nasîb olan yüksek zuhûrât mâlûmum oldu. Cenâb-ı Hakk’a teşekkür edildi. Bu gibi lütuflar, ihsanlar, hepsi râbıta-ı şerîfe ve faydalı zikir sâyesinde kalp için hâsıl olan sâfiyetin müjdeleyicisidir. Hz. Allah ârif zâtınızı ‘Eğer şükrederseniz nimetimi artırırım3 âyet-i celîlesinin sırrına mazhar (ederek) irfânınızın gereklerini nefsin vesveselerine gâlip ve muzaffer buyursun, âmin. Evrad ve zikirler bildiğiniz gibidir. Önceki iltifat dolu mektubunuzda o kadar güzel târif buyurmuştunuz ki hayran kaldım. Bir şey ilâve olunmak lâzım gelirse yalnız râbıtanın çoğaltılmasıdır. Tarîkata yeni girenlere her şeyden fazla faydalı olan râbıtadır. Hâce Muhammed Ma’sum (k.s) Hazretleri sâliklerini başlangıçta yalnız râbıta ile görevlendirmişlerdir. Zîrâ fenâ fi’ş-şeyh olmayan fenâ fi’r-Rasûl ve fenâ fi’r-Rasûl olmayan fenâ fillâh olamaz. İlerleme merdiveninin ilk basamağı fenâ fi’ş-şeyh olmaktır. Allâhım kolaylaştır, zorlaştırma ve hayrla tamamlat. Saadetli Mesut Bey kardeşimiz dönmüşse duâmın tebliğine vekilsiniz. Bâkî es-Selâmü aleyküm. Es’âd-ı Erbilî’nin (ks) Bu Mektubundan Öğrendiklerimiz:
  1. Mürid, mürşidine her hâlini bildirmelidir.
  2. Mânevî ilerleme veya gerilemeye dâir dervişin hâlini mürşidi, telkinleriyle kontrol altında tutmalıdır.
  3. Nakşbendiyye yolunun esâsı on latîfeyi harekete geçirme üzerine binâ edilmiştir.
  4. Mürîd, ulaşabilirse mürşidinin yanında, ulaşamazsa râbıtayla mâneviyâtından istifâde etme gayretinde olmalıdır.
  5. Râbıta, âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerle delillendirilen bir eğitim yöntemidir.
  6. Râbıta esnâsında yaşanan haller kalbin rikkatine delâlet eden hâdiselerdir.
  7. Tarîkatta ilk telkin edilmesi gereken usullerden bir tânesi râbıtadır.
  8. Râbıta, mürîdin fenâ fi’ş-şeyh hâline ulaşarak bu aşamadan sonra fenâ fi’r-Rasûl ve fenâ fillâh mertebesine ulaşmasına vesîle olan bir uygulamadır.
  9. Mâneviyât derecelerinin birisine ulaşmadan veya birisini atlayarak başka bir aşamasına ulaşmak mümkün değildir.
  10. Mânevî engelleri aşıp Allah Teâlâ’ya ulaşabilmek için O’ndan (c.c) yardım istenmelidir.
Güncelleme: Fatih Çınar (Eylül 2016) Dipnotlar: [1] Tevbe 9/119. 2 Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c.II, s.265. 3 İbrahim 14/7.  

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak