Ara

Mektûbât-ı Es’âd-ı Erbilî (ks) (14. Mektup)

Mektûbât-ı Es’âd-ı Erbilî (ks)  (14. Mektup)
İnâyet kaynağınızdan doğan, vücûd kaynağımı bütünüyle nur şimşeklerine garkeden ve muhabbet saçan parlak lütuf ve ihsan güneşini ve dostluk neşreden dolunayı andıran, namlı vezirlere yakışan ihsân ve iltifat dolu mektubunuzun içindeki yüksek gâyeler şükran gözlerimi nurlandırdı. İçeriğinin gönle hoş gelen kokusu canımı güzel kokulara garketti. ‘Ne mübârek bir seher vakti, ne kutlu bir gece ki, O kadir gecesinde benim tâze berâtımı verdiler.’ Size yakın olma mutluluğuna erdiğimiz ve her kelimesi bulunmaz birer cevher olan ibretli tâbirlerinizin meftûn ve hayranı olduğum bir zamanda, vezirlere lâyık faydalı vücûdunuzun dünyevî üzüntülerden uzak kalması, izzetli ömrünüzün kemâli, fazîlet ve şerefle dolu olması ve her hususta Cenâb-ı Hakk’ın muvaffakiyetlerine mazhar buyrulması husûsunda hâlis ve hayır duâmı samîmiyetle okuyup Cenâb-ı Hakk’ın icâbetine arz ettim. ‘Sizin en hayırlınız Allah indinde en muttakî olanınızdır1 şeklindeki kat’î ve hakkı bâtıldan ayıran ilâhî hükmü ve ‘İnsanların Allah nezdinde en şereflisi en muttakî olanlarıdır2 ve ‘Akıllı ancak Allâh’a itâat eden ve O’ndan korkandır3 hadîs-i şeriflerini uyanık dikkat nazarlarına arz ile mensubu bulunduğumuz Nakşibendî tarîkatına eksiksiz bir şekilde riâyet ve tarîkatın temel şartlarından olan ibâdetlerdeki takvâ duygusunu her zamandan çok yerine getirmeye çalışmanız iki cihan mutluluğuna ermenizi gerektiren hususlardandır. Kur’ân-ı Celîl’in ahkâmının ve Peygamberimizin (sav) hadîs-i şeriflerinin gereği olan takvâya çok dikkatle, hareket ve davranışlarınızın takvâya uygun şekilde yapılması âcizane olarak tavsiye ve ihtar, teveccühâtınızın hakkımda ikrar olması niyâzıyla sözlerimi tamamlarım. Ancak ifâde etmeye gerek olmayan ayrılık derdi ve iştiyâkınızın açıklanmasına cevâben arz ve ifâde olunur ki, tarîkatta seyr ü sülûk ile nefs makâmından geçip Cenâb-ı Hakk’a yaklaşan kardeşlerimiz için rızâ makâmına yükselip hikmetten hâlî olmayan işbu sûrete âit uzaklığa biraz daha sabır ve tahammül eylemek lâzım ve faydalıdır. Muhakkak biliriz ki hayat bağının keskin kılıcı durumunda olan zaman ile günler ve gecelerin birbirini tâkip edip geçmesi, içinde hüznü gerektiren bir dakîkam ve yanıp yakıldığım bir sâniyem varsa o da yalnız sizin cemalinizden uzak ve kutlu yakınlığınızdan ayrı bulunduğum zamanlardır. Cenâb-ı Hak -celle ve alâ- Hazretleri ölü gönlümü ve yıpranmış bedenimi muhabbet yüklü yağmurlarla ve nurlu güneş misâli sohbetlerinizle kana kana sulasın. Sizi de ‘Ben, beni zikredenle berâberim4 hadîs-i kudsilerine ulaştırarak sevindirsin. Âmin. Geçen haftalar kolera hastalığının göstermekte olduğu ölüm esnâsında nâil olduğum iltifatlı mektuplarınız bir hayat bahşediyordu. Bu hafta ise hamdolsun kolera hastalığından eser kalmadığı hâlde lütfettiğiniz kerâmetli mektubunuz hayat içre hayâta ulaşmamıza vesîle oldu. Ölünceye kadar iyiliğinize duâya zamânımı ayırsam yine lütfunuzun onda birine bile karşılık olmayacağı açıktır. Her türlü ihtiyaçları gideren Cenâb-ı Hak, derecelerinizi âlî ve başarılarınızı devamlı kılsın. Bir küçük nokta değerinde olan bendenizi de iltifat ve teveccüh dâirenizden uzak kılıp mahrum bırakmasın. İnci sözleriniz ve nazar küpelerinizle akıl gücüm gelişme kazanıp can kulağım gıyâben iftihar etmekte olduğu gibi Hak Teâlâ Hazretleri dudak ve yanağınızla da yüzünüzü özleyen bendenizi sevince garketsin. Arzu ağaçlarınızı vuslat meyveleriyle yakın zamanda bahtiyâr eylesin. Âmîn. Bâkî, es-Selâmü aleyküm. Es’ad Erbilî’nin (k.s) Bu Mektubundan Öğrendiklerimiz
  1. Kişi sevindiğini kardeşine taltif edici ifâdelerle belirtmeli.
  2. Şiirin etkileyici gücünden istifâde edilmeli.
  3. Cevap istenen bir konuda varsa öncelikle konuyla ilgili âyet-i kerîme(ler) daha sonra hadîs-i şeriflerle konu değerlendirilmelidir.
  4. Mürid her hâlini mürşidine arz etmeli. Mürşid-i kâmil de mürîdin maddî-mânevî bütün dertleriyle ilgilenip bu sıkıntılara çözüm üretmeye gayret etmelidir.
  5. Seyr ü sülûk sürecinde karşılaşılan sıkıntılara sabır gösterilmeli. Kişiyi rahatsız eden hallerin geçici olduğu bilinmeli.
  6. Kişi, sıkıntılı zamanlarda kendisine destek olan kimseleri rahatlığa çıktığı dönemlerde unutmamalı. Onları hayr duâ ile yâd etmelidir.
  7. Hastalıkların tedâvisinde mânevî olarak destek olunmak sûretiyle moral itibâriyle hasta yüksek bir seviyede tutulmalı ve bu yüksek moral vesîlesiyle hastalığın daha kısa sürede tedâvi edilmesinin yolu açılmalıdır.
  8. Söze selâm ile başlayıp yine selâm ile son verilmeli.
Güncelleme: Fatih Çınar (Şubat 2016) Dipnotlar: 1 Hucurat 49/13. 2 Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c.I, s.193. 3 Hadîs-i şerif olarak nakledilen bu ifâde hadîs kaynaklarında bulunamamıştır. 4 Aclûnî, Keşfü’l-Hafâ, c.I, s.232.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak