Ara

Kardeşliğin Kimliği

Kardeşliğin Kimliği
 
Kulağın sağlıklı bir şekilde işitmesi,  bir diğeriyle mümkündür. Gözün görmesi, kâlbin çalışması, bütün fonksiyonlarının intizam içinde olmasına bağlıdır. El, ayak birbirlerinin yardımıyla hareket eder. Dışta ve içte beden bir bütünlük arz eder. Ciğerin rahatsızlığı bedende yara ve bere olarak görünür. Mimâri bir yapı; taşı demiri, çimentosu kireci, sıvası boyası, kapısı penceresi, mefruşâtı ve bütün dekoruyla bir binadır. Araba; motoru, debriyajı, şanzımanı, direksiyon, süspansiyon ve tekerleri, elektrik sistemi, turboşarj, kaportası ve koltuğuyla bir bütündür. Enfüs, iç âlemde nasıl bir insicâm varsa, âfakta, dış âlemde de bir intizam vardır. Ay, güneş, yıldız ve sayılamayacak kadar çok canlı ve cansız varlıklar bir hesapla yürümektedir. “O’nun nezdinde her şey ölçü iledir.” (Ra’d, 8) buyurur Hakk Teâlâ. Kâinat bir bütün hâlinde hareket ederken, mükevvenat kendisinin hizmetine verilen insan nasıl darmadağınık bir hayat sürebilir? Şefkât anlamına gelen rahme bağlı bacı-kardeş, amca-dayı, teyze-hala akrabalık bağını nasıl koparabilir? “Sıla-i rahim, akrabalık hak ve hukukunu gözetme, güzel ahlâk, etrâfıyla güzel geçinme o beldeye sürûr verir ve ömrü bereketlendirir.” Hadîs-i Şerîf. Her şeyin bir çimentosu, zamkı ve bağı vardır. Hakk Teâlâ yolunda emek sarf edenler, Dîn-i İslâm için çalışan mü’minler, kenetlenmiş bir yapı gibi târif buyurulur Saf sûresinde. Allah Teâlâ yolunda dost olanların ilgi ve bağı ülfettir, sevgidir. Birbirinin kanını döken Evs ve Hazrec kabileleri meveddet, sevgi bağıyla kaynaştılar. “Hani siz birbirinize düşman kişiler idiniz de O, gönüllerinizi birleştirmişti ve O’nun nimeti sayesinde kardeş kimseler olmuştunuz.” (Âl-i İmrân, 103.) Sabır ve huzur ehli olmak da kardeşliğin çimentosudur. “Sen kötülüğü en güzel şekilde önle. O zaman seninle kendisi arasında bir düşmanlık bulunan kimse, sanki candan bir dost olur. (Fussilet, 34.)
 
Güzel ahlâkın kendisinde cem olduğu Hadîs-i Şerîf, “Kötülük edene iyilik et” kelâm-ı Muhammedî’sidir (sav). İç ve dıştaki maddî intizam, mânâda da vardır elbet. Yaratılış gâyesine uymayan âzâ bize yabancıdır. Belki de hakkımızda dâvâcıdır. “O gün onların ağızlarını mühürleriz; yaptıklarını bize elleri anlatır, ayakları da şâhitlik eder.” (Yâsîn, 65.) Beyin yüce kudreti tefekkürle, akıl hakîkati bulmakla; el yardıma, ayak hizmete koşmakla kardeş olur. DNA’sında kulluk olan her varlık kardeştir birbirine. “Göklerde ve yerde olan herkes istisnâsız, kul olarak Rahmân’a gelecektir.” (Meryem, 93.) İnanan ve inanmayanı birbirine bağlayan bağ, Hâlik sıfatıdır. Yaratılanı yaratandan dolayı sevme duygusudur. Taif ve Uhud’da kendisine zulmedenlere, Aleyhissalâtü Vesselâm’ın yaptığı duâdır: “Ya Rab! Kavmime hidâyet ver. Onlar bilmiyorlar da onun için hakâret ediyorlar.” Îmân bağı mü’minleri, elde, dilde ve gönülde yardıma, duâya ve sevgiye götürür. “Şol bir kimse din kardeşinin ihtiyâcını def eyler, Cenâb-ı Allah da o kimsenin ihtiyaçlarını giderir.”Hadîs-i Şerîf. Haksızlığa uğrayan ğayr-i müslim de olsa, ona yardımı emreder dînimiz. Dünyanın çeşitli yerlerinde dövülen sürülen, yerinden yurdundan edilen, yakılıp yıkılan mü’minlere yardım, vücûdumuzdan bir parçanın ızdırâbını duymaktır. “Mü’minler birbirlerini sevmede, birbirlerine acıyıp şefkât etmede bir beden gibidirler. Bir organ ağrırsa, bütün beden de uykusuzluk ve ateş ile ona katılır.” Hadîs-i Şerîf
 
Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak