O erler ki,
O erler ki, gönül fezasındalar,
Toprakta sürünme ezâsındalar.
Bir ân yabancıya kaysa gözleri,
Bir ömür gözyaşı cezâsındalar.
Yıldızları tesbîh tesbîh çeker de,
Namazda arka saf hizasındalar.
Her rengi silici aşk ötesi renk;
O rengin kavuran beyzâsındalar.
İçine nefs sızan ibâdetlerin
Birbiri ardınca kazâsındalar.
Ne cennet tasası ve ne cehennem;
Sâdece Allâh’ın rızâsındalar.
Necip Fazıl Kısakürek
Seleme b. Ekvâ radıyallâhu anh, sahâbe arasında sayılı okçularından biridir. Şecâat ve cesâreti ile şöhret kazanmış bir yiğittir. Ok ve mızrak atışıyla, ata binişiyle usta bir süvârîdir. Yaya olarak düşmanı tâkip eden piyâdelerin kahramânıdır. Hz. Seleme, Medîne yakınlarında yaşayan Eslemoğulları kabîlesi içinde doğdu. Ekvâ diye bilinen dedesi Sinân b. Abdullâh’a nisbet edilerek İbnü’l-Ekvâ (Ekvâ’nın oğlu) olarak anılır oldu. Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında adının geçmemesinden hareketle bu dönemde henüz İslâm’a girmediği veya yaşının küçük olduğu söylenebilir. İlk defa Ğâbe Gazvesi’nde (veya Hudeybiye Antlaşması’nda) bulundu; yolunda ölmeye hazır olduğunu belirterek Hz. Peygamber’e bîat etti ve bu bîatını Rasûlullâh’ın isteği üzerine iki veya üç defa tekrarladı.1 Kendi ifâdesine göre yedi gazveye katılmış, ayrıca Rasûlullâh’ın gönderdiği dokuz seriyyede yer almış, bunlardan birine Hz. Ebû Bekir’in, diğerine Üsâme b. Zeyd’in kumanda ettiğini söylemiştir.2 Ğâbe ve Hudeybiye’den sonra Hayber’in ve Mekke’nin fethine, Huneyn ve Tâif seferleriyle Tebük Savaşı’na katıldı. Özellikle Ğâbe Gazvesi’nde büyük kahramanlık göstererek Hz. Peygamber’in(sav) takdîrini kazandı. Biz, bu yazımızda onun Ğâbe seferinde tek başına bir ordu gibi savaştığından ve gösterdiği kahramanlıktan söz edeceğiz.
Hz. Peygamber’e âit sağmal yirmi deve, kuraklık yüzünden Medîne yakınında uygun bir otlak olmadığı için Medîne-Suriye yolu üzerindeki Ğâbe mevkiinde otlatılıyordu. Hayvanların muhâfazası ve bakımı kendi isteği üzerine Ebû Zerri’l-Ğıfârî’ye verilmişti. Gatafân kabîlesinin Fezâre kolundan Uyeyne b. Hısn, bir gece kırk süvâriyle birlikte mer’aya baskın düzenleyip Ebû Zerr’in develeri gütmekte olan oğlu Zerr’i şehîd etti; Ebû Zerr’in hanımı Leylâ’yı ve develeri alıp kaçırdı. Bu baskının Abdurrahman b. Uyeyne tarafından yapıldığı, Uyeyne b. Hısn’ın baskına sonradan katıldığı veya Ümmü Kırfe adlı kadın tarafından düzenlendiği de rivâyet edilmektedir.3 Baskına uğrayan müslümanlardan biri hemen yola çıkarak develerin sütlerini Medîne’ye götürmekte olan Seleme b. Ekvâ’ya yetişti ve durumu Hz. Peygamber’e bildirmesini söyledi. Seleme de yanında bulunan Rabâh’a atını vererek haberi Hz. Peygamber’e ulaştırmasını istedi. Kendisi de gelecek olan yardım kuvvetini beklemeden tek başına eşkıyânın peşine düştü. Yaya idi, ama çok hızlı koşuyordu. Nihâyet onlara yetişti ve şöyle kükredi: ‘Hey eşkıyâlar! Beni iyi dinleyin, ben Ekvâ’nın oğluyum. Bugün sizin ölüm gününüz olacak.’4
Deve hırsızları ona aldırmadan bir an önce oradan uzaklaşmak niyetindeydiler. Ama Seleme onları kaçırmak istemiyordu. Yayını çıkardı ve üzerlerine ok yağdırmaya başladı. Attığı oklardan biri, bir hayduta isâbet etti ve adam yere düştü ve orada kaldı. Arkadaşları onunla ilgilenmeden kaçmaya devâm ettiler. Fakat Seleme’nin yine kendilerini tâkip ettiğini ve ondan kurtulamayacaklarını anlayınca, içlerinden biri atını geri çevirdi ve öldürmek için Seleme’nin üzerine sürdü. Seleme hiç telaşlanmadı. Bir ağacın altına çömeldi. Bir ok çıkarıp nişan aldı ve fırlattı. Okun fırlamasıyla müşrikin at üzerinden yere yuvarlanması bir oldu, o da vurulmuştu. Diğer haydutlar tekrar kaçmaya, Seleme de tâkip etmeye başladı. Nihâyet dar bir vâdiden geçtikleri bir sırada Seleme, sür’atle tepelerden birine tırmandı. Aşağıda vâdide bulunan haydutların üzerine taş ve kayalar yuvarlamaya başladı. Müşrikler onunla baş edemeyeceklerini anlayınca develeri bırakıp kaçmak mecbûriyetinde kaldılar. Ancak Seleme peşlerini yine bırakmadı. Haydutların bir su başında mola verdikleri sırada, onlara yine yetişti. Artık ondan iyice korkmuş olan müşrikler, mızrak ve kaftanlarını da bırakarak kaçmaya başladılar. Seleme yorulmak nedir bilmiyor, tâkîbe devâm ediyordu. Nihâyet Rasûlullâh’ın yardıma gönderdiği süvâriler yetiştiler.
Durumu öğrenen Hz. Peygamber, Sa‘d b. Zeyd kumandasında sekiz kişilik bir öncü süvârî birliği yolladı, arkasından da sefer hazırlığına başladı. Medîne’de İbn Ümmü Mektûm’u vekil bıraktı; Sa‘d b. Ubâde’yi de 300 kişilik askerî birlikle Medîne’yi korumak üzere görevlendirdi.
Hz. Peygamber’in gönderdiği öncü birlikten Ebû Katâde, Abdurrahman b. Uyeyne’yi öldürdü. Ancak bu arada Muhriz b. Nadle ile Vakkâs b. Mücezziz şehîd oldu. Müslümanlardan sâdece Muhriz’in şehid düştüğü, buna karşılık baskıncılardan dört kişinin öldürüldüğü rivâyeti de vardır.5 Seleme b. Ekvâ ve İslâm öncü birliği tarafından sıkı bir tâkibe alınan baskıncılar yolları üzerindeki Zûkared suyundan faydalanamadan kaçmak mecbûriyetinde kaldılar. Öte yandan 400 (veya 500, 700) kişilik bir kuvvetle yola çıkan Hz. Peygamber, karargâhını Zûkared’de bir tepe üzerine kurdu ve bir gün bir gece bekledi. Seleme ve arkadaşları müşrikleri tâkipten dönünce Hz. Peygamber’i Zûkared’deki su başında buldular. Develerden ancak on tânesi kurtarılabilmiş, mızrak, kaftan vb. ganimet alınmıştı. Seleme, 100 atlı ile onları tâkip etmek için izin istediyse de yağmacıların hızla kaçtıkları, hattâ tâkip edildikleri endîşesiyle kestikleri deveyi yüzmeden terkettikleri öğrenildi.
Rasûlullah(sav), Seleme’ye iltifât etti ve şöyle buyurdu: ‘Bugün piyâdelerimizin en hayırlısı Seleme, süvârilerimizin en hayırlısı ise Ebû Katâde’dir.’ Sonra da Seleme’ye süvâri ve piyâde hakkı olarak iki hisse ganîmet ayırdı. Seleme diyor ki: ‘Açlık ve yorgunluğumu ancak sahâbîlere kavuştuğum zaman hissettim. Orada bulunan bir kırba sütü içip su ile de abdest alınca, ne açlığım kaldı ne de yorgunluğum.’6
Hz. Peygamber Efendimiz, Zûkared’de bulunduğu sırada namazları herhangi bir baskın tehlikesine karşı “korku namazı” (salâtü’l-havf) şeklinde kıldırdı.7 Baskıncıların müslümanların karşısına çıkmaktan çekinip kaçtıkları anlaşılınca Hz. Peygamber beş gün süren bu seferden ordusu ile birlikte Medîne’ye döndü.8 Müşrikler, kaçırılan develerle birlikte Ebû Zerr’in hanımı Leylâ’yı da evlerinin önüne bağlayıp istirahate çekilmişler, Leylâ da bir yolunu bulup bir deveye binerek kaçıp kurtulmuştu. Kurtuluşuna vesîle olan deveyi Allah için kurbân etmek üzere adakta bulunduğunu öğrenen Hz. Peygamber, sâhip olunmayan bir şey için adakta bulunulamayacağını hatırlatarak kendisini bundan vazgeçirdi.9
Ğâbe Gazvesi’nin 6. yılın Rebîülâhir ayında (Eylül 627) gerçekleştirildiğine dâir rivâyetler olduğu gibi aynı yılın Zülhicce ayında (Nisan 628) veya 7. yılın başında (Mayıs 628) meydana geldiğine dâir rivâyetler de vardır. Bu gazveye İslâm ordusunun Zûkared’de ordugâh kurmasından dolayı Zûkared Gazvesi de denilmektedir.10
Yüce Allah kendisine bol bol rahmet eylesin, Filistin’deki müslümanların lideri rahmetli şehid Yahya Sinvar’ın şehâdet haberini alınca aklıma Hz. Seleme geldi. O da Hz. Seleme gibi düşmanla bir ordu gibi çarpıştı ve cennete ulaştı. Acabâ biz ne yapıyoruz?
Dipnotlar:
1 Buhârî, Cihâd, 110.
2 Buhârî, Meğâzî, 45; Müslim, Cihâd, 148.
3 Ya’kûb’i, Târîh, II, 71; İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, II, 189.
4 Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 540.
5 Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 549.
6 Halebî, es-Sîre, II, 680.
7 İbn Sa’d, et-Tabakât, II, 81.
8 Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 547.
9 Vâkıdî, el-Meğâzî, II, 548; İbn Hişâm, es-Sîre, III, 297.
10 Hüseyin Algül, DİA, Ğâbe Gazvesi, XIII, 267-268.
Ocak 2025, sayfa no: 42-43-44
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak