Güçlü âileler, güçlü yarınların temelidir.
Bir ülkenin geleceğini görmek istiyorsanız, âilelerin işlevselliğine bakın. Âilelerin iç dünyâsında ne kadar güven, huzur ve āidiyet varsa toplum o kadar güçlüdür. Çünkü insan, en temel duygusal altyapısını âilede kurar. Sağlam âile temeli olmayan bir toplum, eninde sonunda değer çatlaklarından sızar.
Ben yıllardır âilelerle çalışırken şunu gördüm. Herkes bir şekilde “mükemmel ebeveyn” olmanın peşinde ama “sağlıklı âile” olmanın ne demek olduğunun çok az kişi farkında. Oysa mükemmel ebeveyn olabilmek imkânsızdır fakat sağlıklı bir âile kurabilmek oldukça basittir.
Sağlıklı Âile Modeli’nin ortaya çıkış hikâyesi de böyle aslında. Model, âileyi bir organizma gibi ele alıyor. İletişim, duygusal paylaşım, sınırlar, roller, çatışma yönetimi ve model olma davranışları… Hepsi bu organizmanın hayâtî organları. Birinde tıkanıklık yaşandığında, diğerleri de etkileniyor. Fakat güzel olan şu, bir tânesini güçlendirdiğinizde, bütün sistem toparlanmaya başlıyor. Mükemmele değil, mümkün olana odaklanıyor doğrudan.
Kitabı yazarken teoriyle yetinmek istemedim. Gerçek yaşamın içinden örneklerle, klinik ortam ve yaptığım seminer, atölyelerden gelen hikâyelerle, anne-babaların sık yaptığı hatâları ve bunların ardındaki iyi niyetli ama işlevsiz dinamikleri görünür kılmaya çalıştım. Âile, bir laboratuvar değildir. Orada duygu var, geçmiş var, alışkanlıklar var. Ama bunların arasında en önemlisi: Niyet. Niyet sağlıklıysa, davranış değişebilir.
Yıllar içinde âilelerin sıkça dile getirdiği bazı yanlış inanışlarla da yüzleştim:
Çocuğum hiç üzülmesin, psikolojisi bozulmasın.
Biz kavga etmeyelim yeter, travma bırakmayalım.
Her şeyi onun yerine yaparsam mutlu olur.
Böyle yaygın yanlış düşünceler bu çağda hem ebeveyni hem de çocukları ziyâdesiyle yoruyor. Doğru duruş sergilemek ve doğru bir rolde hareket etmek önem arz ediyor. Hatâ yapan ama özür dileyebilen, yorulan ama tekrar deneyen bir ebeveyn… Aslında çocuğa en güçlü mesajı bu duruş veriyor.
Sağlıklı Aile Modeli kullanılabilir bir reçete, hayâtın içinden bir ayna. O aynaya bakan her âile, kendi hikâyesinin güçlü ve zayıf yönlerini daha net görebilir. Hiçbir âile tamâmen sağlıklı ya da tamâmen sorunlu değildir. Âile, sürekli yeniden yapılanan bir canlı sistemdir. Her kriz, o sistemi güncelleme fırsatı ortaya çıkarır.
Bugün dijital çağın hızında âile bağları gevşerken, bu model âilelere birbirini fark etmeyi ve en önemlisi duymayı öğretiyor. Sağlıklı âilenin aslında temeli de birbirini gerçekten duymakta başlıyor. Birbirini duyan âileler, yaralarını da birlikte sarabiliyor.
Ben inanıyorum, bir evin içinde sevgi, saygı ve merhamet yeniden filizlenirse; o evin ışığı sâdece içinde yaşayanlara değil, dışarıda üşüyenlere de sıcaklık verir.
Tüm ayrıntıları kitapta anlattım. Kelimelerde buluşmak dileğiyle.
Kasım 2025, sayfa no: 78-79
Abone Ol
En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!
Mesaj Bırak