Ara

Deprem, Ramazan ve Dayanışma

Deprem, Ramazan ve Dayanışma

Yürekler sarsıldı, gönül hûn oldu.

Yıkılan binâlar değil yürekler oldu.

Enkaz altında sâdece bedenler değil ruhlar da darmadağın oldu.

Sâdece on ilde değil bütün bir Türkiye’de, dalga dalga tüm yeryüzünde, îman ve vicdan ehli canlılarda oluşan sızılar, acılar, kederler âsumâna ulaştı.

Nârin yapılı, merhamet âbidesi analar yavrularına sarılarak can verdi. Bebeler annesiz kaldı. Koca yürekli, dev bedenli babalar enkâzın altında rûhunu teslîm etti. Çocuklar babasız kaldı. Nice kardeşler, yeğenler, akrabalar, komşular, tanıdıklar, tanımadıklar bu dünyâ yolculuğunu bitirdiler.

Ve yola devâm eden milyonlar…

Sâhip oldukları evlerin yerini alan yıkıntılara bakarak, yeni bir umûda tutunarak, gizli açık gözyaşlarını akıtarak, hayıflanarak, kahrolarak, tevekkül ederek, Allâh'a sığınarak, sabrederek, inzivâda tefekküre dalıp hayâtı yeniden anlamlandırmaya çalışarak bir yola devâm eden milyonlar…

Bu yolda yalnız değil bu yolcular.

Kardeşleri var, dostları var, sevenleri var, tanımasa bile görmek için can atanlar var, destek olmak için sırasını bekleyenler var.

Dayanışma Mevsimi

İnsanoğlu fıtratı gereği sâdece kendine bakmaz. Çevresiyle de ilgilenir. Yardıma, desteğe, şefkate, ilgiye ihtiyâcı olan varsa sâhip çıkar. Genel anlamda böyledir. Yaratılış özelliğini yitirmemiş, fabrika ayarlarıyla oynanmamışsa böyledir.

Mübârek mevsimler, bizim yeniden kendimizi formatlamamız için de bir imkân sunar. Ve nice güzelliklerle buluşmaya zemin hazırlar. İşte o mübârek mevsimin en gözdesi geldi. Ramazan geldi hoş geldi.

Depremle sarsılan gönüllerle bir tesânüd ayıdır Ramazan. Madden ve mânen dayanışma, dayanma, yaslanma, kaynaşma, güç ve destek sağlama mevsimi. Bunu hem fert olarak hem de toplu olarak icrâ etme mevsimi.

Teâvün ayıdır, karşılıklı dayanışma, birbirine yardım etme; tezâhür: sırt sırta verme; tenâsur: birbiriyle yardımlaşma, tedâmün: birine destek verme, teâlüf: kaynaşma, teâhî: kardeşlik bağı oluşturma, tevâsül: birbiriyle ilişki kurma vaktidir.

İnsanların bu dünyâda ihtiyaçları bitmez. Durumu ne olursa olsun, maddî ve mânevî pozisyonu ne seviyede olursa olsun herkes bir şekilde bir diğerine muhtaç. Fakir, bir ekmeğe, başını sokacak bir eve, sarınacağı bir paltoya muhtaç. Zenginin ihtiyâcı ise daha çok. Yeni fabrika için, yeni arabası, villası, tâtili için çok paraya muhtaç. Hâsılı kimse Allah’tan müstağnî değil. Mü'minlerin kardeş olması bu durumu zorunlu kılmaktadır. (Bakara, 2/220, Âl-i İmrân, 3/103, Hucurât, 49/10) (Mâide, 5/2), (Bakara, 2/85, Kasas, 28/48, Tahrîm, 66/4)

Rabbimiz bize kaldıracağımız yükler vermiştir:

Her mü'min; geliri oranında kendi malından insanlara yardım etmek zorunda.

Her mü'min; tanıdık tanımadık, muhtaç insana destek olmak zorunda.

Her mü'min; inancı, rengi, bölgesi, cinsiyeti ne olursa olsun ihtiyâcını görmek zorundadır.

Bu hususlar sâdece mü'min değil aslında insan olmanın gerekleridir.

Evet, her insan kendinde olanı verecek. Kiminin parası, kiminin duâsı. Kiminin makâmı, sosyal çevresi, ayıracak zamânı, vereceği fikri. Kiminin de moral desteği tüm sıkıntıları giderebilir.

Bu hususta çağımız insanına yapılacak en önemli bir tesânüd de psikolojik destektir. Âfetlerin yaşattığı travmalar kişide pek çok duyguların oluşmasına zemin hazırlamaktadır. Derin umutsuzluklar, gelecek endîşesi, hayâl kırıklıkları, tahammülsüzlük, sabır eksikliği, kabûllenememe, yerine koyamama endîşesi, çok sevdiği insanları kaybetme, emek verdiği eserlerin yok oluşu, binbir zahmetle yıllar boyu verdiği emeğin bir buçuk dakîkada enkâza dönüşü…

Tüm bunlar büyük psikolojik zorluklar yaşatır.

Buna ilâveten gerek imkânsızlıktan gerek tatminsizlikten, kanâatsizlikten kaynaklanan sıkıntılar da insanı çok sarsmaktadır. Tüm ilişkilerini bozan ve yalnızlaşan bu kişilere de sıcak mesajlar verilmeli, onları hayâta bağlayacak birliktelikler sağlanmalıdır.

Dayanışma, “en yakınlardan, anne baba, kardeşlerden başlayarak akrabalar, dostlar, mahalle ve işyerindeki insanlar ile bu halkayı genişletmek mümkün.” (Bakara, 2/83, 177, Nisâ, 4/36, İsrâ, 17/26) Bu mânâda “ana-babaya saygı, sıla-i rahim, yetimleri, yoksulları, kimsesizleri himâye, komşu hakları, sadaka, infak ve ihsan, birlik ve kardeşlik, ziyâret, hediyeleşme, dostlara yemek yedirme ve misâfirperverlik” gibi eylemler tesânüd ve teâvün kapsamındadır.

“Mü'min erkeklerle mü'min kadınlar da birbirlerinin velîleridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler, Allah ve Resûlü’ne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azîzdir, hikmet sâhibidir.” (Tevbe, 71.)

“İyilik ve takvâ (Allâh'ın yasaklarından sakınma) husûsunda yardımlaşın, günah ve haksızlık yolunda yardımlaşmayın. Allah’tan korkun, çünkü Allâh'ın cezâsı çetindir.” (Mâide, 5/2)

Ne mutlu iyilik ve takvâ üzere yardımlaşanlara…

Çok Yönlü Dayanışma

Özetle şu mübârek günler hürmetine şu alanlarda yapabileceğimizi esirgememek ve üzerimize düşeni gerçekleştirmek gerekmektedir:

Allâh'a (cc) karşı kullukta, ibâdetleri gerçekleştirmede birbirimize destek olma.

İyilik ve takvâda dayanışma.

İnancımızı, kültür ve değerlerimizi güven içinde yaşadığımız vatanımızı korumada dayanışma.

Cehâlete karşı bilgi ve hikmette yardımlaşma.

İnsanı ve toplumu ifsâd eden olumsuz tutum ve davranışlara karşı güzel ahlâkta dayanışma.

En küçük kurum âileden devlet yönetimine varıncaya kadar yönetimin her kademesinde dayanışma.

Âfet ve deprem gibi tabiat hâdiseleri karşısında ilk andan itibâren insanların yanında olmak.

Maddî sıkıntı, zorluklar, ekonomik sıkıntılar karşısında dayanışma.

Belirlediği hedeflere ulaşamama gibi sebepler sonucu, moral bozucu durumlar karşısında psikososyal destek amaçlı yardımlaşma.

İnsanların güzel işlerinde, hızlı sonuç almak için destek olma.

Yarım kalan işleri tamamlama, vasiyetleri yerine getirme yoluyla bir dayanışma içine girme.

Yalnızlık yaşanması sonucu kişide oluşan bunalımı gidermek amaçlı dayanışma, destek olma.

Unutmayalım ki en büyük yardımcı Yüce Rabbimizdir, tüm yardımların kaynağıdır.

“Hasbunallâhi ve ni’mel-vekîl, ni’mel Mevlâ ve ni’men-nesîr: Allah bize yeter, O ne güzel vekildir. Ne güzel Mevlâ ve ne güzel yardımcıdır.”

Nisan 2023, sayfa no: 15-16-17

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak