Ara

Endüstri Kendini Nasıl Aklar?

Endüstri Kendini Nasıl Aklar?
  Endüstri bizim gibi değil, risk almaz ve işini sağlam yapar. Geleceğini, kontrol edemediği kimselerin insâfına terk etmez. Amacına ulaşmak için her yolu “mubah” görür. Devletlerin ve mevzuatların kendisini koruması için hiçbir fedâkârlıktan kaçınmaz. Çevirdiği dümenlerin fark edilmemesi için “bilimi araçsallaştırır!” Sâdece bilim mi, işine gelen her şeyi… Kim kendine hizmet ederse onu “meşrû”, hizmete yanaşmayan herkesi “gayr-i meşrû”, yalancı, sahtekâr, bilim ve akıl dışı ilan eder. Kendini aklamak için dernekler, vakıflar, enstitüler, üniversiteler, gazeteler, radyolar, televizyonlar hattâ haber ajansları kurar. Kendi derneğinden kendine ödül verir, bu ödülle reklâmını yapar. Laboratuar teknolojisini ve kitini üretir, kendi analizini kendi yapar. Kendi kuralını kendi koyar, kendi çalar kendi oynar. Mûsevîlere mal satmak için “koşer sertifikası”, Müslümanların pazarlarını ele geçirmek için “helâl sertifikası”, seküler pazarları kontrol etmek için “organik sertifikası” bile düzenler. Bilim, edebiyat ve siyâset dünyâsını kontrol için “Nobel” ödülleri dağıtır. Sinemayı, müziği “oskar”larıyla yüceltir veya yok eder. Kendi partisini kurdurur, başına kuklalarını tâyin eder. Terör örgütlerini de çevre yapılanmalarını da kurdurur ve yönettirirler. Akademileri, bürokrasileri, siyâseti, sanatı ve hattâ dînî yapıları dahi kontrol altına almak için, finansmanını devletlere ödeterek “üniversite” adını verdiği torna tezgâhında kullanışlı âletler yetiştirir. O ne yiyeceğinize, ne içeceğinize, ne giyeceğinize, ne dinleyeceğinize, ne izleyeceğinize, ne okuyacağınıza, ne kadar doğuracağınıza, nerede ikamet edeceğinize, nasıl seyahat edeceğinize, nerede doğacağınıza, nerede öleceğinize, nasıl gömüleceğinize karar verir. ‘Evde doğulmayacak, normal doğum olmayacak, aşı olunacak, ilaç içilecek’ diyorsa öyle yapılır. Toprak kötü demişse kötüdür. Köyler ve küçük çiftçiler “yok edilecek” demişse, bir yolu bulunup yapılır. İstatistik onun için vardır. Medya onun cazgırlığını yaptığı sürece iyidir. O alın diyorsa almanız, almayın diyorsa da almamanız gerekir. Kimin iyi ve doğru sözlü olduğuna, kimin sesinin kısılması gerektiğine de o karar verir. Dün kötü, yeni olan iyidir. Doktora yapanlar kalitelidir, hikmetli ve doğru sözlüler kötüdür. Sorgulayanlar uyumsuz, şartsız ittibâ edenler mâkûl kimselerdir. Kısacası o, müesses nizâmın dâim ve dahi güçlü olması için var gücüyle çalışır, çalıştırır. “Endüstri” deyince şu ya da bu sanâyi dalını kasdettiğimiz sanılmasın. Buna her şey dâhildir. Kültür endüstrisi de, din endüstrisi de, siyâset endüstrisi de, film endüstrisi de, savaş endüstrisi de, tıp endüstrisi de… Ekleyin ekleyebildiğiniz kadar. O tepeden bakar, yaptığını kasıtlı yapar, değerliyi yok eder. O’nun savaşı hakla, iyiyle, adâletle, fıtratla, tabiatla ve gerçekledir. İşine gizem katar, bilince saldırır, hakkı tepelemek ister. Çocuğu, kadını, yaşlıyı, duyguları, inançları, sıhhati; kısaca sömürebileceği ne varsa hepsini sömürür. Dindar belediye başkanınızın kapısının karşısına bile, reklâm adı altında pornografiyi asar. Demokrasi ve özgürlük masalıyla itirâz etmenize bile tahammül edemez. Cenneti vaad eder, cehennemi sunar. Ürettiği zırvalıkları, arsızlıkları “ideoloji” diye pazarlar. Kendisi şeytâna tapar; herkesi hız, haz, servet, şehvet, teknoloji, dikilitaşlara taptırmak için çabalar. Yalan ve teşhircilik ana sermâyesi, açlık masalı, savaş ise maskesidir. Demokrasi oyunu, laiklik putu, insan hakları sığınağı, özgürlük palavrası, Vatikan uyuşturucusu, Basel merkez üssü, banka mâbedi, kredi kartı büyüsü, biyoteknoloji muasır medeniyetidir. Silah olma potansiyeli olan herşeyi silahlaştırır, tapılmayacak herşeye taptırır. Gelecek hayallerinize bile hükmetmeye çalışır. O yiyip içen, muhteris, yalancı, gerçek üfürükçü, hipnozcu, yasal hırsız, küresel soyguncu, yolumuzu kesen eli silahlı gangster, kravatlı haydut, hokkabaz, madrabaz, sihirbaz, deccal yâni iki ayaklı “hannâs”tır. Şerrinden sakınmak için siz ne yapmanız gerektiğini bilirsiniz. Bunca çıplaklığa rağmen onu hâlâ bilemiyorsak, yazık çok yazık…   Kemal Özer Yenidünya Dergisi Kasım 2015

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak