Ara

Editör'den...

Editör'den...

Dinle Neyden…

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî (ks) Anadolu’ya İslâm’ın engin hoşgörü mayasını katan önemli manevî şahsiyetlerimizden birisidir. Hayatı boyunca insanlara alçak gönüllü ve hoş görülü olmayı öğütleyen ve bunu ilke edinen Mevlânâ’nın çevresinde bulunanların mânevî terbiyesine önemli katkıları olmuştur.

Mevlânâ (ks), insanları dil, din, ırk, renk bakımından farklı göstererek aralarında düşmanlıkları körükleyen anlayışa kesinlikle karşıdır. Bu büyük Türk düşünürü, insanlar arasında barışa engel olacak her türlü engelin aşılmasını ister ve bunun nasıl yapılacağını da eserlerinde özellikle de Mesnevî’de öğretir.

Mevlânâ (ks) bize kurtuluşun yolu olarak sevgi ve aşkı gösterir; çünkü aşk öyle bir ateştir ki bütün kötü düşünceleri ve sözleri yakıp yok eder. Allâh’a (cc) ulaşmak isteyenler O’na duydukları aşkla nefislerini yerip, O’ndan gayrı olan şeylerden vazgeçerler ve bu yüzden tasavvufta ona değer verilir. Özetle Mevlânâ; barış ve aydınlığa götüren bir yolun hizmetkârıdır. Ona göre sevgi, tahammül ve hoşgörü ile açılamayacak kapı yoktur.

Mesnevi'nin ikinci cildinin 1812 No.lu beyitinde:

Büyümeye meyli olan her ot büyüyüp durur. Yaşar, günden güne gelişir, fakat başını yere eğdi mi günden güne küçülür, kurur mahvolur. Ruhunun meyli yüceliklere ise, yücelirsin, mânen yükselirsin, varaca­ğın yere varırsın. Aksine olarak başını yere eğdin mi mahvolursun. Allah, Kur'ân-ı Kerîm'de Hz. İbrahim'in ağzından (Ben batanları sevmem) diye buyurmuştur.”

Şu halde, biz başımızı yerden kaldırmalıyız. Başımızı hayvanlar, gibi toprağa eğmemeliyiz ve toprakta kalmamalıyız. Şu kirli toprakla uğraşmış kirlenmiş teni gönül havuzunda yıkamalıyız.

Selâm ve muhabbetle… 

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak