Ara

Bir İmtihandır Dünyâ

Bir İmtihandır Dünyâ

Hayâtın özeti olan âyet-i celîle: “Allah hanginizin daha güzel şeyler yapacağını sınamak için ölümü ve hayâtı yaratandır. O, mutlak güç sāhibidir, çok bağışlayandır.”1

“Allâh’ın elçisinin huzûrunda seslerini kısanlar, şüphesiz Allâh’ın kalplerini takvâ ile imtihân ettiği kimselerdir. Onlara mağfiret ve büyük bir mükâfat vardır.”2 İlâhî hükümlere saygı ve bağlılık cihetiyle denenir. Ebû Bekir (ra) ne namaz ne oruçla sizden üstün değildir. Velâkin kalbî vakarıyla, muhabbetullâh ve mârifetullâh ile fazîletli kılınmıştır.

Kâinât insan için, insan da Zât’ı için yaratıldığına göre, kalbin şu sıfatlarla sıfatlanması gerekir:

Îman, haşyet, Cenâb-ı Hakk’a tāzim, zikir, takvâ, inâbe, Rabbimize gönülden bağlılık ve huzur mahallidir kalb.

İmtihan zāhir ve bâtında tecellî eder. Zāhir dışta olan; içten geçen düşünceler, azim ve niyet olmadıkça, mesûliyet îcâb etmez. Şu kadar var ki, zihinlerdeki niyet, düşünce ve sırlar Cenâb-ı Hakk’a mâlûmdur.

“Şüphesiz Allah, sînelerin özünü (kalplerde olanı) hakkıyla bilir.”3

“O gün insanlar, amellerinin karşılığı kendilerine gösterilmek üzere bölük bölük çıkacaklardır. Her kim zerre kadar hayır işlemişse onu görecektir. Her kim, zerre kadar şer işlemişse onu görecektir.”4

Yerin sakladığı haberlerin ne olduğunu, Sevgili Peygamberimiz (sav) "Yerin içinde barındırdığı haberler, Allâh’ın her erkek ve kadın kulunun yer üzerinde işlediği amellere şâhitlik edip şöyle demesidir: 'Benim sırtımda filân ve filân günde şu ve şu amelleri işledin; evet yerin haberleri bundan ibârettir."5

“De ki: Rabbim ancak açık ve gizli kötülükleri, günâhı ve haksız yere sınırı aşmayı, hakkında hiçbir delil indirmediği bir şeyi Allâh’a ortak koşmanızı ve Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri söylemenizi haram kılmıştır.”6

“Kötülükler”, kulun Rabb’ine giden yolunu kesen ve onu Hak yolunda yürümekten alıkoyan her şeydir. Avâmın, halkın açık kötülüğü yasaklanan şeyleri işlemeleri; gizli kötülüğü ise yasaklandıkları fiilleri gönüllerinden geçirmeleridir. Havassın, seçkin kimselerin açık kötülüğü, zerre kadar dahî olsa içerisinde nefislerinin payı bulunan işleri yapmak; gizli kötülükleri ise bir lahza, bir an dahî olsa sevgiliden uzak kalmaktır. En seçilmiş olanların açık kötülüğü, edeplerden birini terk etmek ve herhangi bir sebebe bel bağlamaktır. Gizli kötülükleri ise dünyâ ve âhirete āit bir nesneye meyletmeleri ve Allah’tan başka bir varlığa iltifat göstermeleridir. Âzâlarımızla yaptığımız hatâlara tevbe ederken, ehlüllah kalbden geçenlerden dolayı ızdırap duyarlar. Çünkü imtihan ağırdır. Bize bizden yakın Rabbimizin Azamet-i İlâhî’si vardır. “Andolsun, insanı biz yaratdık. Nefsinin ona ne vesveseler vermekde olduğunu da biliriz. (Çünkü) biz ona şah damarından daha yakınız.”7 İlâhî yakınlığın şahsında şühûd olduğunu bilenler, yanlarını yatağa koyamazlar. “Eğer sizler benim bildiklerimi bilseydiniz, az güler çok ağlardınız.”8 Bunun üzerine Resûlullâh’ın ashâbı yüzlerini kapatarak hıçkıra hıçkıra ağladılar.

Âzâların emir aldığı kalbi gözetler hakîkî mü’min.

Abdullah b. Abbas, Resûlullâh’ın (sav) arkasına binmiş, aynı binek üzerinde yolculuk yaparlarken Hz. Peygamber ona şunları söylemişti: “Delikanlı! Sana bazı şeyler öğreteceğim. Allâh’ı (cc) gözet ki Allah da seni gözetsin. Allâh’ı gözet ki Allâh’ı dâimâ yanında bulasın.”9

Kalb bir havuz olarak düşünülürse, âzâlardan gelen sular pak temiz olursa havuz da temiz olur. Oluktan akan su, insanlara hayat veren Kur’ân-ı Kerîm ve Ehâdîs-i Muhammediyye’den gelirse, dünyâ da müzeyyen olur âhiret de. Her taraf çayır çimen olur. Kuraklık geçer rahmet-i İlâhî yağar.

Necip Fazıl Kısakürek:

“Her şey akar, su, târih, yıldız, insan ve fikir;

Oluklar çift; birinden nur akar; birinden kir.”

Neces, her şeyiyle pis olan şirk düzeninden zulüm, isyan ve tuğyan akar. Hidâyetle ve hak dîn ile gönderilen Sevgili Peygamberimiz’in kanalından sahîh itikād, ibâdet ve ahlâk-ı hamîde akar.

Beyinden başlayan temizlikle, kalbden doğan nur ve zulmetin, bütün zerre ve küre’den imtihandayız.

Dipnotlar:

1 Mülk, 67/2.

2 Hücurât, 49/3.

3 Mülk, 67/13.

4 Zilzal, 99/6-8.

5 Müsned, II, 347; Tirmizî, “Ṣıfatü’l-ḳıyâme”, 7; “Tefsîrü’l-Ḳurʾân”, 99.

6 A’raf, 33/33.

7 Kaf, 50/16.

8 Tirmizî, Zühd 9.

9 Tirmizî, Sıfatü'l-kıyâme, 59; İbn Hanbel, I, 293.

Aralık 2024, sayfa no: 4-5

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak