Ara

Bilim Diyor ki ‘Kâinatta Allah’tan (cc) Başka Bir şey Yoktur.’

Mehmet Kalkan[1]  Îmân ‘tasdik etmek, herhangi bir şeye kesin olarak inanmak’ demektir. Dinde îmân ise Allâh’ın (cc) varlığını, birliğini (tek oluşunu), kanun koyuculuğunu kabûl etmek demektir. Mü'min îmânında herhangi bir delile ve bilimsel çalışmaya ihtiyaç duymaz. Ancak îmân etmek üzere olanlar için bir delil ya da bilimsel buluş yol gösterici olabilmektedir. Bu yazımızda bâzı bilimsel çalışmaların dînimizde ve tasavvuftaki karşılığı üzerinde yorumlar bulacaksınız. Ne kadar ilmî delil olsa da “Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem, deniz de mürekkep olsa, arkasından yedi deniz daha katılsa, Allâh’ın sözleri yazmakla yine de tükenmez. Şüphesiz Allah mutlak güç sâhibidir, hüküm ve hikmet sâhibidir.”[2] âyeti bize acziyetimizi ifâde etmektedir. Doğru bilinen bâzı bilimsel çalışmaların yanlışlığının ispâtı dînimize zarar vermez. Çünkü bilimde kesinlik (determinizim) yoktur. Ancak îmânda kesinlik vardır. Metaryalizm felsefesinin sonsuz hayat teorisi ‘Kâinâtın başı ve sonu belli değildir. Sonsuzdan gelmiştir. Sonsuza gitmektedir. Her olay şuurla değil tesadüfen meydana gelmiştir.’ iddiasını ileri sürer. Ayrıca Lavezya Kanununa göre hiçbir şey yok olmaz ve yoktan var olmaz. Şimdi bâzı bilimsel çalışmaların ne anlama geldiği konusunda biraz kafa yoralım: 1. Bilim dünyâsı yaratılış üzerine çok ciddi çalışmalar ortaya koymuştur. 1900 yılında Max Planck’ın Dalgaların enerji denklemi[3] E=h.f ve 1905’te Einstein’ın enerji denklemi[4] E=m.c2 bilim dünyâsında çığır açmıştır. Bu iki denklemi eşitlediğimizde h.f = m.c2 çıkar. Burada: m: kütle (madde) c: ışık hızı (sâbit sayı) h: plank sâbiti (yâni sâbit sayı) f: ışık frekansı (sayı)   Denklemin sol tarafı yokluk (hiçlik) sağ tarafı ise varlık (madde)dir. Nasıl oluyorsa ışık yâni enerji maddeye dönüşüyor. Denklem soldan sağa düşünüldüğünde yoktan yaratılışı, sağdan sola düşünüldüğünde varlıktan yok oluşu anlatmaktadır. Denkleme göre madde yoktan yaratılmaktadır. Bunu şöyle örneklendirebiliriz: Bir taşı cama normal bir hızla fırlatırsak cam kırılır ama ışık hızıyla fırlatırsak cam kırılmaz. Çünkü madde ışık hızına ulaşınca madde olmaktan kurtulmaktadır. Bir vantilatör pervânesi yavaş dönerken görünür. Ancak hızlı dönmeye başladığında görünmez olur ve karşı tarafı görmeye başlarız. 2. Uranyum 238 elementi radyoaktif bir tepkimeyle önce Toryuma sonra Radyuma, sonra da Kurşun elementine dönüşür.[5] Her aşamada kütlenin bir kısmı enerjiye dönüşmektedir. Yâni madde madde olmaktan çıkmaktadır. 3. Kuantum Fiziğinde her parçacık karşıt parçacığıyla yâni zıddıyla ortaya çıkmaktadır. Yâni bir madde yaratılırken zıddıyla yaratılmaktadır. 1960lı yıllara kadar atomun yapısındaki temel parçacıklardan elektron, proton ve nötronun karşıt parçacıkları laboratuvarlarda deneysel olarak bulunmuştur. Her parçacık karşıt parçacığıyla birleşince yok olarak enerjiye dönüşmektedir. Kuantum dünyâsında buna çiftli oluşum[6] denir. Özetle, madde bir yaratıcı tarafından zıddıyla birlikte yaratılmaktadır.Rabbimiz âyetinde “Ve biz herşeyden (zıddıyla kâim kılarak) çift yarattık. Umulur ki böylece siz tezekkür edersiniz.” (Zâriyât, 49.)buyurmaktadır. 4. Son yıllarda CERN laboratuarlarında yapılan deneylerde şaşırtıcı bir sonuç çıkmıştır. Uygun iki enerjinin (ışığın) bir araya gelirken bir şeyin etkisi ile maddeye dönüştüğü kesin olarak bilinmektedir. Enerjinin maddeye dönüşmesini sağlayan bu şeye Tanrı parçacığı (higss bozonu)[7] denmiştir. Şimdi bilim adamları harâretle Tanrı Parçacığını araştırmaktadır. Anlaşılması gereken şey maddenin bir yaratıcı tarafından yaratıldığıdır. Allah (cc) âyetinde “O gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. O bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir.” buyurur (Bakara, 117.). İki enerji birleşirken yaratıcı âdetâ mührünü basmaktadır. 5. Bu yüzyılın başında onlarca delille ispatlanmış Big Bang Teorisi[8] de bize aynı şeyi söylemektedir. Bütün galaksiler birbirinden uzaklaşmaktadır. Bir çocuk balonu üzerine kalemle noktalar koyup şişirdiğimizde noktaların birbirinden uzaklaşması gibi evrendeki noktalar da birbirinden uzaklaşmaktadır. Yine âyetlerinde Yüce Rabbimiz “O kâfirler görmedi mi ki yer ile gök bitişik idi Biz onları ayırdık, sonra her canlı varlığı sudan yarattık. Hâlâ inanmayacaklar mı?” (En’âm, 30.) ve “Bir de göğe bakın. Biz onu kuvvetle binâ ettik ve şüphe yok ki Biz onu genişletmeye de mâlikiz.” (Zâriyât, 47.) buyurmaktadır. Demek ki bundan yüz yıl evvel gök cisimleri birbirine daha yakındı. Bin yıl evvel daha da yakındı. Zamânı geriye çevirip Büyük Patlamadan hemen önceye gidersek evren tek bir nokta hâlinde, minimum hacim sonsuz yoğunlukta bir enerji iken “Kün” emriyle Big Bang gerçekleşmiş ve o yaratılmıştır. 6. Önceleri maddenin elektron, proton ve nötron gibi parçacıklardan oluştuğu biliniyordu. Son 20 yılda yapılan çalışmalarda gözle görülemeyen küçüklükteki atomun içinde 300 civarında atom altı parçacık[9]keşfedilmiştir.Bu keşifle berâber bilim adamlarının merakla sorduğu soru şuydu: Acaba atom içinde bu kadar küçük bir alanda 300 parçacığı bir arada tutan kuvvet nedir?. Araştırmalar netîcesinde bu parçacıklar arasında onları birarada tutan bir enerji olduğu keşfedildi. Bu enerji ile Evrendeki boşlukta bulunan enerji aynıydı. Yâni evren tek bir enerjiden oluşuyordu. Evrende bu enerjiden başka bir şey yoktu. Tam da bu sırada De Broglie’nin hipotezi[10] akla geliyordu. Her parçacığa bir enerji eşlik eder. İster atom içinde isterse gökyüzünde olsun her parçacığı bir enerji tâkip etmekteydi. Yâni madde yalnız değildi. Allah (cc) bu gerçeği âyetinde şöyle buyurmuştur: “O gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş’a kurulandır. Yere gireni, ondan çıkanı, gökten ineni, oraya yükseleni bilir. Nerede olsanız O sizinle berâberdir.” (Hadîd, 4.) ve “Andolsun insanı Biz yarattık ve nefsinin ona verdiği vesveseyi de Biz biliriz. Çünkü Biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kâf, 16.) Kısaca, Kâinât tek bir enerjiden oluşuyordu. O da Allah (cc) dır. Bilim artık şunu söylüyor: Kâinâtta Allah’tan başka bir şey yoktur. Tasavvuf ilmi de bizlere ‘maddenin ve eşyânın özünde Allâh’ın (cc) nûru var’ der. ‘Allâh’ın nûru her yeri kuşatmıştır’ der. Dağlarda, taşlarda, ağaçlarda ve de insanda ilâhî bir cevher yâni Allâh’ın (cc) nûru vardır. Tasavvuf, insanın kendinde ve eşyâda var olan bu ilâhî cevherden haberdâr olmasına ve bu cevherin hayretlerini ortaya çıkarmasına yardımcı olan bir ilim dalıdır. Tasavvuf ilminde, bir Mürşid-i Kâmil rehberliğinde mürîdin bu hakîkatlere ve cevherlere ulaşması sağlanmaktadır. İnsan vücûdunda var olan bu ilahâhî cevherler (letâifler) bizi en yüce makam olan kulluk makâmına götürecek aşamalardandır. İçindeki cevheri ortaya çıkaran bir tasavvuf erbâbında güzellikler meydana gelir ve onun her yerinden Nur fışkırır.Hadîs-i Kudsî'de Allah Teâlâ "Kulumu sevince onun gören gözü, duyan kulağı, tutan eli olurum. Artık o benimle duyar, benimle görür, benimle tutar, benimle yürür."[11] buyurmaktadır. Nasıl ki kendindeki hârikulâdeliği gören Hallacı Mansur’un Enel Hak demesi, Yûnus Emre’nin şehâdet âleminde nereye baksa Allâh’ı (cc) görmesi bu cevherin varlığını bize işâret etmektedir. İmam Gazâlî (ra) “Dikkat ediniz halk (yaratma) da, emir de O’nundur.” (A’râf, 54.) âyetinde geçen Halk kelimesini su, hava, toprak ve nefisten ibâret olan bu beden olarak (âlem-i halk); emir kelimesini de “âlem-i emir” olarak anlar. Kişinin sadrında bulunan kalp, ruh, sır, hafi ve ahva letâifleri zikirle ihyâ olunca “Onları Allah (cc), karanlıktan aydınlığa çıkarır.” (Bakara, 257.) kelâm-ı ilâhîsi doğrultusunda insan küfürden, nifaktan, şehevî ve hayvânî duygulardan, şek ve şüpheden tereddütsüz îmâna ve ihsâna (Allâh’ı görüyor gibi tâat yapmaya) kavuşur.”[12] Bilim dünyasında ortaya çıkan her olay bizi Allâh’ımıza yaklaştırmakta, bizi Tasavvuf ilmine yönlendirmektedir. Şu kadarını söyleyebiliriz ki 21. yüzyılda Tasavvuf olmadan ve hakîki bir Mürşid olmadan Rabbimize kavuşmak, daha yaşarken her an O’nunla (cc) olmak mümkün değildir.     [1] Sınav Eğitim Kurumları, Türkiye Fizik Bölüm Başkanı [2] Lokman 27,bkz Kehf 109 [3] MEB 11.sınıf fizik kitabı s:201 [4] MEB 11.sınıf fizik kitabı s:203 [5] MEB 12.sınıf fizik kitabı s:269 [6] MEB 12.sınıf fizik kitabı s:291 [7] www.biltek.tubitak.gov.tr [8] www.biltek.tubitak.gov.tr [9] MEB 12.sınıf fizik kitabı s:300 [10] mebk12.meb.gov.tr [11] Ramuzel Ehads-4094,Buhari 1.Cild-2042 [12] Ali Ramazan Dinç (ks), Seyr-u Süluk s. 102

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak