Ara

Bağımlı Mı Bağlı Mı Olmalıyız?

Öznur Yılmaz Berk Yaşam akıyor, biz ise içinde yol aramaya devam ediyoruz. Hâlbuki yaşamla beraber akmaya çalışmak daha iyi olmaz mı? Peki bizi bundan alıkoyan nedir dersiniz? Öğrenilmişlikler, alışkanlıklar, genellemeler, önyargılar, bağımlılıklar ve bağlılıklarımız olabilir mi? Her biri aslında üzerinde tek tek düşünülmesi gereken düşünce, duygu ve davranışlarımızdır. Ortak olan şey bizim doğal insan olma halimizde olanla olmayanı karıştırıp, sanki bizim fıtratımızda varmış gibi farkında olmadan tüm bunlarla yaşamaya çalışmak. Farkında olmadan kendimizi bunlara esir etmemiz. Ben bugün öncelikle bağımlılık nedir? Bağlılık nedir? Arasında ki farklar nelerdir? Bu konularda kısaca bilgi verdikten sonra Ebeveyn Bağımlılığından bahsedeceğim.   Bağlılık:Birine karşı, sevgi, saygı ile yakınlık duyma ve gösterme, sadakat diye sözcük anlamı varken; psikolojide ki yeri; bağlılık kuramı çocuk ile ona bakan kişi arasında gelişen bağ ve bunun sonucunda çocuğun ortaya çıkan kendisi ile ilgili kavram ve sosyal dünya hakkında görüşlerinin gelişmesiyle ilgilenir. Bağlılık kuramının ilk resmî tanımı olan Bowlby'nin kuramı (1969, 1973, 1980), evrimsel-etolojik bir yaklaşımdır. Buna göre büyüten ve besleyen erişkinin yanında kalma ve çocuğun güvenliğini, hayatta kalmasını sağlamadır. (Bowlby, 1969). Bağımlılık: Bir nesneye, kişiye ya da bir varlığa duyulan önlenemez istek veya bir başka iradenin tahakkümü altına girme durumu olarak tanımlanır. Bağımlılık, kişinin bağımlı olduğu nesne veya davranış üstünde kontrolünü kaybetmesi ve onsuz bir yaşam sürememeye başlamasıdır. Bağımlılık bir kez geliştikten sonra, bir daha iyileşmez, sadece tedavi ile kişi bağımlılığı nasıl kontrol edebileceğini öğrenir. Her kronik hastalık gibi tedavi edilemez, sadece yönetilir. Birincil bir hastalıktır. Bağımlılık vücutta, özellikle de beyinde kalıcı biyolojik değişikliklere neden olur ve bu yüzden tedavi edilemez, sadece kontrol edilebilir. Birçok bağımlılık vardır. Olgusal bağımlılıklar; yemek, kumar, cinsellik, öfke, Maddesel bağımlılıklar; Sigara, alkol, uyuşturucu (tiner, esrar vs) İnsan Bağımlılığı Biz burada sadece Ebeveyn bağımlılığı = İnsan bağımlılığı üzerinde duracağız. Hepimiz bunun nasıl bir şey olduğunu az çok biliyoruz.. Bağımlı bir ebeveyn ile büyümüş bir birey ister istemez kendisi de yetişkin olduğunda ve ebeveyn olduğunda farkında olmadan bağımlı olacaktır. Bu sadece anne babasına veya çocuklarına karşı değil, belki arkadaşlarına, işine, yaşadığı eve, arabasına kadar uzanabilir. Bir şeylere tutunma ihtiyacı, öz benliğini tanımama, karar verememe, hayır diyememe ve özgüvensiz bir birey olarak yaşamda kendini gerçekleştirmemiş otomatik davranış şekilleri ile devam eden birey olur. Ebeveyn bağımlılığı, önce bizimle başlar muhtemelen bizde yaşamda birçok şeye bağımlıyızdır. Fark etmediğimiz, otomatik davranışlarımız vardır. Bunu neden, niçin yaptığımızın farkına varmadan yaparız. Çünkü bize de böyle davranılmış veya bunun olması gerektiği öğretilmiştir. Bağımlılıklarımızda özgür irade ve sağlıklı bir düşünce şekli yoktur. Beynimizde ki ödül-ceza mekanizmamızın bozulmasından dolayı saplantılı davranmaya başlarız. Kendi yaptığımızın doğru olduğunu düşünürüz.Alışkanlık haline getirir ve günlük hayatta tekrar eden davranışlar haline getiririz. Bu tekrar bazen bilinçsiz de olabilir. Bu takıntılarımız, davranış yapılmadığında ciddi bir rahatsızlık söz konusu olabilir. Çocuk kendi başına hiç bir karar alamaz, her şeyi ebeveynlerine sorar ve onay ihtiyacı hisseder. Hata yapmaktan çok korkar ve hata yapmamak için hiç bir şey yapmaz. İçe kapanık, sessizdir, yaşıtları ile iletişim kurmakta zorlanır. Arkadaşları daha çok kendisine benzer. Özbakımı ile ilgili sorumlulukları yerine getiremez. Dönemsel ve olağan çocukluk korkuları dışında yoğun korkuları vardır. Bireysel kimliği ve otonomisi gelişmemiştir, hakkını koruyamaz, kendisini savunamaz. Bağımlı olmasına rağmen ve hatta bu nedenle ebeveynlerinden çekinip korkar. Davranışları tutuktur. Uyaranlara karşı orantısız ve abartılı tepkiler verebilir. Sıklıkla eleştiriye uğrar. Bunların dışında özel bir durum olan (engelli bir çocuğa ) sahip olan bir ebeveyn bu bağımlılığı farklı bir boyutta yaşar. Zaman zaman kendilerini suçlar ve onlara karşı aşırı bağımlılık göstererek onların bu yaşamda ki olma sebeblerini red ederek hem onların hem de kendilerinin var olmalarını engelleyebilirler. Bu özel özel durum için bir başka bir yazıda bilgilerimi sizlerle paylaşmayı arzu ederim. Özetle sağlıklı bir çocuk ve ebeveyn olmak için birbirimizin yaşam alanlarına saygılı olmalı ve her birimiz hepimizin eşsiz ve tek olduğunu bilmeliyiz. Yüce yaratıcı bizim sadece kendimiz olmamızı ister ve bunun için her türlü gücü bize vermiştir. Bu sebeple kendi varoluşumuza zarar vermeden bağımlı değil birbirimize sevgi ile bağlı olabilmeyi başarmamız gerekir. Bu konuda sevdiğim Halil Cibran’ın dizeleri sanırım her şeyi anlatıyor. Çocuklarınız sizin çocuklarınız değil, Onlar kendi yolunu izleyen Hayat'ın oğulları ve kızları. Sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler Ve sizinle birlikte olsalar da sizin değiller. Onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. Çünkü onların da kendi düşünceleri vardır. Bedenlerini tutabilirsiniz, ruhlarını değil. Çünkü ruhlar yarındadır, Siz ise yarını düşlerinizde bile göremezsiniz. Siz onlar gibi olmaya çalışabilirsiniz ama sakın onları Kendiniz gibi olmaya zorlamayın. Çünkü hayat geriye dönmez, dünle de bir alışverişi yoktur. Siz yaysınız, çocuklarınız ise sizden çok ilerilere atılmış oklar. Okçu, sonsuzluk yolundaki hedefi görür Ve o yüce gücü ile yayı eğerek okun uzaklara uçmasını sağlar. Okçunun önünde kıvançla eğilin Çünkü okçu, uzaklara giden oku sevdiği kadar Başını dimdik tutarak kalan yayı da sever. Halil Cibran   Kaynak: Mehmet Dinç Klinik Psikolog Profesyonel Koç & Eğitmen E-mail: [email protected] www.narkendinol.com

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak