Ara

Muhammed Es’ad-ı Erbilî’nin (ks) ‘Mektûbât’ında Duâ Cümleleri

Muhammed Es’ad-ı Erbilî’nin (ks) ‘Mektûbât’ında Duâ Cümleleri
Çağımız ‘iletişim çağı’ olarak nitelendirilmektedir. İletişimin bu denli hızlı ve yaygın bir şekilde gerçekleştiği günümüzde insanların ilişkilerinde aynı hız ve yaygınlığı gördüğümüzü ifâde etmek mümkün gözükmemektedir. İletişim, insanın hemcinsleriyle münâsebetini göstermesi bakımından her dönemin en dikkat çekici konularından birisi olmuştur. Teknolojinin gelişimiyle birlikte birçok âletin (bilgisayar, televizyon, cep telefonu vs.) iletişimde kolaylık sağladığı günümüz dünyâsına gelmeden önce de insanlar iletişimin her türlüsünü (yazılı, sözlü, işâret vb.) kullanmaktaydılar. Yakın zamana kadar gurbetten sılaya veya asker ocağından baba ocağına yazılan mektuplar; iletişimin, hızına veya yaygınlığına bakmadan, insan hayâtı açısından ne denli önemli bir husus olduğunu gösteren vesîkalar mâhiyetindedir. İletişimde ‘gönül frekansını yakalamayı’ kendilerine hedef olarak belirleyen sûfîler de yaşadıkları dönemlerin iletişim araçlarını ustaca kullanarak bu hedeflerine ulaşabilmek için gayret göstermişlerdir. İmâm-ı Rabbanî (ks) ve Mevlânâ Hâlid-i Bağdadî (ks) gibi büyük şahsiyetlerin çeşitli vesîlelerle kaleme aldıkları mektupları dönemlerindeki insanların ihtiyaçlarını tesbit ve sorunlarının çözümü açısından önem arzetmekle birlikte bu mektuplar günümüz insanı için de ‘yol gösterici’ özelliklerini devâm ettirmektedir. Bu gönül sultanlarının yolunu tâkip ederek dönemindeki etkin iletişim aracı olan mektubu irşad faaliyetlerinin bir parçası gören isimlerden birisi de Muhammed Es’ad-ı Erbilî’dir (ks). Es’ad Efendi; duygu, düşünce, tecrübe, dert ortaklığı ve bilgi paylaşımı gibi insânî meziyetlerini, sevenlerinin hayatlarını anlamlı kılma gayretlerini, mektubun etkileyici tesiriyle daha etkili bir hale getirme endişesi içerisinde hareket etmiştir. O (ks), kâğıdından, kaleminden, mektubu taşıyan kimseden nihâyet mektubu alan kişiye kadar mektupla iletişimin her aşamasının ayrı bir öneme sâhip olduğu kanaatini taşımıştır. Hz. Peygamber’den (sav) kendisine gelinceye kadar birçok büyük şahsiyetin bu yöntemle irşad faaliyetlerini sürdürmesinden hareketle ve döneminin en hızlı ve etkili iletişim aracı olması hasebiyle birçok mektup kaleme alarak mesajlarını sevenlerinin gönüllerine aktarma hassâsiyetiyle hareket etmiştir. Es’ad Efendi’nin (ks) mektuplarına genel olarak bakıldığında O’nun (ks) dilindeki zenginlik, zarâfet kokan cümleleri ve Hakk’ı yalın bir şekilde takdîm etme gayreti hemen göze çarpmaktadır. O’nun (ks) bu önemli emâneti; üzerinde edebî, ilmî, sosyal, dînî ve tecrübî yönü düşünülerek birçok çalışmaya konu olacak kıymettedir. Biz bu çalışmamızda yakın târihimizin önemli sîmâlarından/gönül erlerinden birisi olan Es’ad Efendi’nin (ks) ‘Mektûbât’ adıyla kitaplaştırılan eserindeki mektuplarının sonlarında yer alan duâ cümlelerini incelemek istiyoruz. Bu çalışmamızla gönülleri fethederek birçok insanın hayâtında önemli bir değişim ve dönüşümün kahramanı olan bu büyük insanın maddî-mânevî başarısının arkasında yatan etmenlerden birisini gündeme taşımayı amaçlıyoruz. Muhammed Es’ad Efendi’nin (ks) Mektuplarının Sonunda Yer Alan Duâ Cümlelerine Dâir Es’ad Efendi’nin (ks) her mektubunun sonunda mutlaka bir duâ cümlesine yer vererek mektuplarını sonlandırdığının altını çizerek sözlerimize başlayalım. Bu O’nun (ks), ‘Onların duâlarının sonu hamd âlemlerin Rabbi olan Allâh’adır1 âyetinden mülhem bir davranışıdır. Çünkü bu âyet-i kerîme, duâ gibi kulluğun önemli bir göstergesinin son aşamasında hamd gibi Yüce Mevlâ’yı öven cümlelerin yer almasını, mü’minlerin özelliği olarak takdîm etmektedir. Es’ad Efendi (ks) de genel olarak mektuplarının sonlarında yer alan duâ cümlelerini Yüce Mevlâ’yı öven ifâdelerle bitirmiştir. O (ks), mektuplarını muhataplarına sunduğu bir duâ mecmuası olarak düşünmüş ve onları, mektuba muhatab olan kimse ve ümmet-i Muhammed (sav) için duâ ve hamd cümleleriyle sonlandırmıştır. Es’ad Efendi’nin yer verdiği duâ cümleleri incelendiğinde bu duâ cümlelerini rastgele bir tercihle değil mektubun içeriğine uygun, mesajlarını birebir yansıtan ve muhataplarına nasıl duâ etmelerini öğreten bir tarzda seçtiğini ve takdîm ettiğini görürüz. Meselâ ‘İnsan ve İslâm’ şeklinde konusunu özetlememiz mümkün olan birinci mektubunun sonunda Es’ad Efendi (ks); ‘Hz. Allah, asrımızdaki fıtrî zekâ ve kâbiliyetleri inkâr olunmayan münevver ve fikirli ihvânımızı da şerîat ve tarîkatın hayat suyu ile diriltip bedenlerin İslâm nuruyla nurlandırsın, âmin2 ifâdelerine yer vermiştir. Görüldüğü gibi mektubun içeriğine uygun duâ cümleleriyle mektubunu sonlandıran Es’ad Efendi (ks), dünyâ ve âhiret dengesine vurgu yaparak bitirdiği mektuplarıyla da bir başka hassas konuya dikkat çekmiştir. Örneğin ‘…âhiret aklı da lütfeylesin… Ölümden sonraya mahsus olan faydasız pişmanlıklardan muhafaza eylesin, âmin.’3 Es’ad Efendi’nin (ks) mektuplarının sonlarında genel olarak dikkat çektiği duâ öbeklerinden birçoğu da tarîkatın kişiyi ıslah edici, dünyâ ve âhireti kazanmayı hedefleyici yönünü elde etmeye vesîle olan gönül üstadlarına tâbi olmayı ifâde eden duâ cümleleridir. Birçok mektubunun sonunda ‘Büyük üstad ve pirlerimizin feyz ve bereketlerini üzerimizden eksik etmesin, âmin’ şeklindeki duâ cümleleri bu anlamda dikkat çekicidir. Es’ad Efendi (ks), bu ve benzeri duâ cümleleriyle4 gönül ihyâsı peşinde olan sevenlerine bu konuda en etkili yollardan birisi olan, gönlünü ihyâ etmiş kimseleri sevmeyi ve onlara tâbi olmayı tavsiye etmiştir. Es’ad Efendi’nin (ks) bâzı mektuplarının sonunda mü’minlerin dikkat etmeleri gereken ibâdetlerine dâir cümleleri duâ formatıyla muhataplarına takdîm ettiğine de şâhit oluruz: ‘Cenâb-ı Hakk ve Feyyâz-ı Mutlak Hazretleri tevhîde inanan müslümanları muvaffak buyursun. Emrolundukları namazlarını tam bir gönül huzûru ve huşûu ile edâ etmelerini nasîb etsin, kalplerini pürnur eylesin, âmin.’5 Bu ifâdelere dikkat edilecek olursa Es’ad Efendi (ks), namaz ile tevhîdî bilgiye ulaşma arasında bir bağ kurmuştur. Bu, Es’ad Efendi’nin (ks) zâhire riâyetle bâtınî ilerleme ilkesine olan inancını bizlere göstermektedir. Bu büyük gönül insanının mü’minin en büyük düşmanlarından birisi olan şeytâna karşı takınması gereken tavırla ilgili de bâzı duâ cümlelerine yer verdiği olmuştur: ‘Mevlâm Hazretleri, ümmet-i Muhammed’i şeytânın vesveselerinden koruyarak delil sayılmayan bahanelerle istikballerini tehlikeye atmaktan korusun, âmin.6 Es’ad Efendi’nin (ks) buradaki ifâdesinden şeytânın vesvese verici özelliğine dikkat çektiği ve geçerli olmayacak birçok bahane ile mü’minin âhiret hayâtını berbâd edebileceği gibi oyunlarına karşı mü’minin uyanık olması gerektiği yönünde mesajlar vermek istediği anlaşılmaktadır. Es’ad Efendi’nin (ks) mektuplarında sıklıkla yer verdiği duâ cümleleri arasında âhirete dâir olan duâ cümleleri de dikkat çekicidir. O (ks), ‘Cenâb-ı Hak, sizi en iyi mükâfatlarla mükâfatlandırsın. Kıyâmet günü Mevlâ, sizi tebşir buyursun, âmin7 ve ‘O günde ne mal ne evlat fayda verir ancak kalb-i selîm müstesnâ âyet-i celîlelerinin sırrına mazhâr eylesin, âmin8 gibi duâ cümleleriyle mü’minin nihâî hedefinin âhiret saadeti olması gerektiğini sıklıkla vurgulamıştır. Es’ad Efendi (ks), mektuplarında ‘O günde ne mal ne evlat fayda verir ancak kalb-i selîm müstesnâ âyet-i celîlelerinin sırrına mazhâr eylesin, âmin9 ve ‘Allâhım kolaylaştır, zorlaştırma10 örneklerinde olduğu gibi bâzı âyet-i kerîme ve hadîs-i şerif metinlerinin zihinlerde yer edebilmesi için de bâzı duâ cümlelerine yer vermiştir. Es’ad Efendi’nin (ks) ‘Mektubât’ındaki Duâ Cümlelerinin Gâyeleri Üzerine Çalışmanın satır aralarında da değinildiği gibi Es’ad Efendi (ks), mü’minlerin asıl hedefleri olan âhirete endekslenme; gönül insanlarına tâbi olma; ibâdetlere dört elle sarılma; şeytânın vesvesesine karşı dikkatli olma; bâzı âyet-i kerîme ve hadîs-i şeriflerin metinlerini hâfızalarda canlı tutma gibi amaçlara yönelik ve kaleme aldığı mektupların muhtevâlarına uygun duâ cümleleriyle mektuplarını daha da değerli bir hâle getirmiştir. Bu amaçlarla birlikte Es’ad Efendi’nin (ks), ‘Cenâb-ı Hakk ve Feyyâz-ı Mutlak Hazretleri, Mevlâm, Cenâb-ı Hakk, Allâhım ve Hak Teâlâ11 gibi edep ve tâzim içeren cümlelerle duâ cümlelerini dile getirmesiyle en yüce makâma karşı mü’minlerin takınması gereken önemseyici tavra değinmek istediğini de gündeme getirebiliriz. Yine O’nun (ks) hemen her duâ cümlesinin sonunda duânın kabul edilmesi için dile getirilen ‘Âmin’ cümlesini tekrarlaması, Hz. Peygamber’in (sav) duâ usûlü ve duânın kabûlü için duânın sonunda zikredilmesi gereken bu cümleyi dile getirerek bir nevi ‘nasıl duâ yapılacağı’ sorusuna cevap vermek gayretiyle hareket ettiğini söyleyebiliriz. Es’ad Efendi’nin (ks), nefsinden ziyâde büyük ölçekte bütün müslümanları kapsayıcı ifâdelerle duâlarını ifâde etmesi O’nun (ks) yalnızca kendisini veya mektubun muhatabını değil bütün müslümanları hesâba katarak hareket ettiğini ve müslümanların bu tavrı sürdürmeleri gerektiği fikrini savunduğunu bizlere göstermesi bakımından önemlidir. Es’ad Efendi’nin (ks) duâ cümlelerinde Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’nin ortak hedefleri olan ebedî saadet, nefsi ıslâh etme, takvâ ve ibâdet konuları üzerinde hassâsiyetle durduğu gözlenmektedir. O (ks), mektuplarında birçok duâ cümlesini tekrâr ederek Kur’ân-ı Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’nin bu konudaki tavrını devâm ettirmiş ve bu yönüyle muhataplarına duâ etmeyi öğretme amacına hizmet edecek şekilde mektuplarını sonlandırmıştır. Es’ad Efendi (ks), birçok mektubunda mektup sâhibine duâ etmiş ve kendisi için de duâ istemiştir.12 Bu tavrı, duânın iletişimdeki etkisini göstermesi bakımından son derece önemli bir husustur. Netîce olarak ifâde etmemiz gerekirse Es’ad Efendi (ks) mektuplarıyla, irşad faaliyetlerini dönemindeki iletişim araçlarını kullanarak daha etkili bir biçimde sürdürme gayretiyle hareket etmiştir. Bu bize, günümüzdeki iletişim araçlarını hayr işleri için kullanmamız gerektiğini ve iletişim çağında iletişimsizlik gibi garip bir duruma düşmememizi öğütleyen bir fotoğraf niteliğindedir. Yine O’nun (ks) mektuplarında kullandığı ifâdeler; sâhip olmamız gereken dil zenginliği, nezâket kuralları ve iletişimdeki saygının nasıl olması gerektiği gibi konularda bize ipuçları sunmaktadır. Buna göre, dilimizi katleden (nsln, mrb, aeo vb.) ifâdeler ile kaba ve sert ifâdelerden uzak durmalı ve insan olarak muhataplarımızın her zaman için saygıya ihtiyâcı olduğu bilinciyle hareket etmeliyiz. Fatih Çınar / Aralık 2015 Diptnorlar: [1] Yunus 10/10. 2 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Hazırlayanlar: H. Kamil Yılmaz-İrfan Gündüz, Erkam Yay., İstanbul 2012, s. Birinci Mektup, s.9. (Burada verilen mektuplar konuyla ilgili bir veya birkaç mektubu kaynak olarak göstermektedir. Bu, başka mektuplarda söylenilen konulara değinilmediği anlamına gelmemelidir. Burada dile getirilen konulara kaynaklık eden mektuplardan bir veya iki örnekle yetinilerek konuya dikkat çekme gayretiyle hareket e dilmiştir.) 3 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, İkinci Mektup, s.13. 4 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Üçüncü Mektup, s.19; Beşinci Mektup, s.31; Yirmi Sekizinci Mektup, s.119. 5 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Dokuzuncu Mektup, s.57. 6 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, On Sekizinci Mektup, s.93. 7 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, On Beşinci Mektup, s.83. 8 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Otuzuncu Mektup, s.123. 9 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Otuzuncu Mektup, s.123. 10 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Otuz Dokuzuncu Mektup, s.147. 11 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Otuz Altıncı Mektup, s.139; Kırkıncı Mektup, s.149. 12 Muhammed Es’ad-ı Erbilî, Mektûbât, Elli Üçüncü Mektup, s.18

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak