Ara

Modern Bilimin Temeli

Modern Bilimin Temeli

Modern Bilimin Temeli
Bilal Bahri Ceran

Modern dönemin başlangıcı olarak bilinen 17. yüzyıl ekonomik, siyâsal ve bilimsel açıdan pek çok keskin değişimin yaşandığı bir yüzyıldır. Bu yüzyıldaki değişimleri anlayabilmemiz için dönemin temel kurgu, düzen ve ideolojik yapısına bakılmalıdır. Bu dönemin anlaşılabilmesi için bilimin nereden, hangi kaynak yâhut kaynaklardan doğup hangi yolları tâkip ederek son halini aldığını ve alacağını, kendi döneminde kazandığı önemi şeffaf şekilde incelememiz gerekir. Ancak bunu başardıktan sonra sistematik bir şekilde modern bilime nasıl dönüştüğünü fark edebiliriz.

Medeniyetlerin bilimdeki parlak dönemleri Mısırlılar’ın yaklaşık M.Ö 1000 yıllarına, Yunanlılar’ın 6. yy, İslâm Medeniyeti’nin 18. yy’a kadar devâm etmiş; İslâm Medeniyeti’nin 1000 yıllık süreçte yaptığı keşif ve buluşlar “Modern Bilim”in temelini oluşturmuştur. 12.yy îtibâriyle Batı, Yunan ve İslâm Biliminden etkilenmeye başlamış, Batı’da İbn-i Sînâ (Avicenna), Fârâbî (Alpharabius), Bîrûnî (Alberuni) adıyla tanınmış okullarda tercüme yoluyla eserlerini kendi dillerine çevirmişler ve okutmuşlardır. Batı sâdece bu üç bilim adamını ve eserlerini tanımamış, bütün Müslüman bilim adamlarının eserlerini incelemiş, tercüme etmiştir.

“Heredot Târihi”ne göre, geometri bilimi ilk olarak eski Mısırlılar ile ortaya çıktı. British Museum’da bulunan ve Ahmes tarafından M.Ö. 2000 yıllarında yazılan “Papyrus Rhind” adlı çok eski bir el yazması ilk geometri kitabı sayılır. Thales tarafından eski Mısır ve Bâbillilerin geometrileri Yunanlılara tanıtıldı.1 Böylece doğan ve bilimlerin en eskisi olan geometri, matematiğin en önemli bir dalı olarak Müslüman matematikçilerle baş döndürücü bir gelişme ve ilerleme sağladı.2 Harezmî sıfırı (sıfr) bulduktan sonra ilk matematik kitabının 873 yılında yazıldığı bilinmektedir. Batılılar 250 yıl sonra alabilmiştir. El-Battânî trigonometrinin en büyük kurucuları arasındadır.Sekant’ın bulucusu olarak herkes Kopernk’i bilir. Hâlbuki Moritz Canton ve Carra de Vaux’un dedikleri gibi, sekant’ın ilk kâşifi Ebu’l-Vefâ’dır. Binominal’ı ilk defa çözen Newton derler, ondan yıllar önce El-Kâşânî çözmüştür, “Miftâhü’l-Hisâb” kitabında yazılıdır. Howard Eves’e göre, ilk defa Müslümanlar “Olmayana Ergi Metodu”nu geometrik olarak ifâde etmiştir.3 Bilimler târihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin: “Modern coğrafyanın kurucusu olarak Carl Ritter beşerî coğrafyanın yeni kurucusu zannedilir ama bu tamâmıyla yanlış. 10. yüzyılda Makdisi adında büyük bir âlim var. Dehşet verici işler yapmış ve nelere katlanmış... Sprenger diye bilinen bir Alman bunun kitabının el yazma bir nüshasını Hindistan’da buluyor ve Berlin’e getiriyor, İkincisi ise Ayasofya’da. Kitabı okuduktan sonra şunu söylüyor: “Makdisi beşeriyetin tanıdığı en büyük coğrafyacı!” Bunu 1870 senesinde söylüyor!”4

Büyük mutasavvıf Mevlânâ (rh.a) bizzat fizikçi olmamasına rağmen atomun parçalanabilirliğinden bahsetmiştir. “Bir atomu kesersen, içinde bir Güneş ve Güneş etrâfında dönen gezegenler bulursun” der.5Dâvûd ül-Kayserî enerjiden bahsetmiştir.6 Mekanik ve Fizik üzerine çalışan Müslüman bilim adamları günümüz teknolojisinin bile temelini oluştururlar. İbn Heysem, “optik fiziğin bir dalıdır ve konusu ışıktır” der.7 Geometrik olarak isbât ettiği şekil, günümüz fotoğraf makinesinin çalışma prensibini oluşturmuştur. Dünyânın ilk mühendisi ve mühendislik kitabının yazarı El-Cezerî sibernetik, robot, fizik ve mekanik dâhîsi; dişli, kaldıraç, yel değirmeni ve otomatik sibop sistemini geliştirmiş, günümüz rüzgâr türbini, tren, robot, şifreleme ve bilgisayar teknolojilerinin temelini oluşturmuştur. “El-Câmi beyne’l-‘ilmi ve’l-‘ameli’n-nâfi fî sınâ’ati’l-hiyel” adlı eserinde bunlardan bahsetmektedir.8 Su, Kum ve Güneş saatini geliştirmiş, Mekanik saatin keşfini yapmışlar, günümüze yakın hassas ayarlayabilmişlerdir. Hassas terâziler, Karanlık oda, Nilometre, Roket, Cerrâhî (ameliyat) aletleri buluşu, Petrol ve Mikrobun keşfi ve diğerlerini saymakla bitiremeyiz. İnsanlığa hizmette öncü oldukları gibi, günümüz teknolojilerinde de izleri olmaya devâm edecektir. Batı bilimciler Müslüman bilim adamlarının bâzı eserlerini kendi dillerine çevirmişler, eserleri kendilerinin gibi yansıtmışlardır. DR. J. W. Draper’e göre, “târihin en üzücü şeylerinden biri Avrupalı yazarların ustaca ve sistemli bir şekilde, Batı’nın İslâm biliminden aldıklarını göz önünden kaldırmaya çalışmalarıdır.9

Artık kafanızda bâzı sorular oluşmaya başlamıştır. Günümüzde neden yeni buluş yok? Teknoloji neden geliştiremiyoruz? Mâdem bu kadar ilerideydik, neden kaybettik? Bu soruları ayrı ayrı ele almak gerekir. Elbette günümüzde saygıdeğer Müslüman bilim adamları ve buluşları vardır. Çalışmasını Mülk sûresi 3. âyetine dayandırmış, Cambridge Üniversitesi matematik ve fizik dallarını birincilikle bitirmiş, Doktora tezinde “Kuantum elektrodinamiği”nde Einstein’ın 35 yılını verip tatminkâr olmadığı bu alanı deneyle kanıtlamıştır. İlk defa Nobel Fizik ödülü alan Müslüman Bilimci Prof. Dr. Muhammed Abdüsselâm’dır. İlk defa Nobel Kimya Ödülü alan “Hücrelerin hasar gören DNA'yı nasıl onardığını ve genetik bilgiyi nasıl koruma altına aldığını haritalayan” Prof. Dr. Aziz Sancar. Burada bilmemiz gereken en önemli şey: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9) “İlim ve Hikmet mü’minin yitiğidir. Her nerede bulursa alır.”10 “Dünyevî bir amaç için bilgi peşinde koşan cehenneme gider.”11 Peygamber Efendimiz (sav) sözlerinde açıkça belirtmiştir; sorunun aslında İslâm’da değil biz insanlarda olduğunu bilmemiz gerekir.

Dipnotlar:
1 Farrington (B.), Science in Antiquity, Oxford 1947, s.53.
2 Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, İslâm’da Bilim ve Teknoloji Târihi Londra 1983, s.44.
3 Eves (H), An Introduction to the History of Mathematics, New York 1969, s203.
4 Prof. Dr. Fuat Sezgin, Bilimler Târihçisi s.110-111.
5 Prof. Dr. Mehmet Bayraktar, İslâm’da Bilim ve Teknoloji Târihi Londra 1983, s.122.
6 Dâvûdü’l-Kayserî, Malta’ Husûsi’l-Kelim Fî Mâ’ânî Fusûsi’l-Hikem, Bombay, 1300 s.22.
7 İbn Heysem, Maqalât fi’al-Zav, Süleymanite, Fatih No:3429. V. 16.
8 Notice of an Important al-Jazarī Manuscript”, MTUA, II/2 (1978), s. 291-314.
9 Henry George Farmer, Historical Facts fort he Arabian Musical Influence, “forward”, London,
10 El-Tâc, El-Halebî, Neşrî, Mısır, tz., C.I., s.58-59.
11 Kenzü’l-ummâl, X, 196, 29034.

Mart 2020, sayfa no: 18-19-20

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak