Ara

Mektûbât-ı Es’âd- Erbilî (ks) (17. Mektup)

Mektûbât-ı Es’âd- Erbilî (ks)  (17. Mektup)
Maddî ve mânevî olgunluklarla süslemiş olduğunuzu göstermeye kâfî ve sonsuz ilâhî inâyetlerle nurlandığınızı isbâta delîl olan, misk kokulu kaleminizin incileştirdiği kıymetli sözlerinizle iftihar vesîlesi değerli cevher gibi ifâdelerinizi onurla gördüm. Murâkabeden dolayı birkaç kelime sarf buyurmuş olduğunuz için bu münâsebetle cevâbında şunları arz etmek isterim: Aslî yüce makâmından ayrılıp süflî ten kafesine inen ve tekrar yüksek burçlara yükselmeye kâbiliyeti olan rûhânî latîfelerimiz ancak peşpeşe murâkabelerle yükselir. Fazla olarak sâlik murâkabe-i ehadiyetten maiyyete, maiyetten akrabiyyete, akrabiyyetten muhabbete, muhabbetten Vâhidiyyete kadar uzanan hakîkat yoluna da nâil olabilir. Hadis-i Kudsî’de Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur: ‘Kulum Bana nâfilelerle yaklaşır. O kadar ki Ben onu severim ve Ben onu sevince işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum[1]. Çünkü farzların edâsıyla mükellef olan beden olduğu gibi nâfilelerle de görevli olan rûhâniyettir. ‘Rabbini kendi içinde gizli ve bağırıp çağırmadan sabah ve akşam zikret. Sakın gâfillerden olma.[2] âyet-i kerîmesine göre devamlı murâkabe ve tam bir ihlâs ile Cenâb-ı Hakk’a yakınlaşmayı isteyen bahtiyar bir kul için feyz almanın ve yükselişin kapılarının açılarak başarı sebeplerinin bulunduğu açık bir gerçektir. Cenâb-ı Hakk, zât-ı âlînizi böyle kimselerin arasına dâhil buyursun. Zâhiri halk ve bâtını Hakk ile olan zümreden ayırmasın. ‘Hür kimse nefsini esîr edip ona kumandan olabilendir’ hükmünce nefs-i emmâreye âmir, nefs-i mutmainneye de ulaşarak ‘Gerçek kullarım arasına katıl ve cennetime gir’ güzel ve latîf ilâhî hitabına lâyık buyursun. Fakiriniz hayr duâdan gâfil olmam, inşâallah Teâlâ muvaffak olursunuz. Fakat kabûlü için Yüce Yaratıcı’ya çok muhabbet gerekli ve olmazsa olmaz şarttır. Ve’s-selâmü aleyküm. Güncelleme: Fatih Çınar (Mayıs 2016) Es’ad-ı Erbilî’nin (k.s) Bu Mektubundan Öğrendiklerimiz:
  1. İletişimin sağlıklı bir şekilde yürüyebilmesi için iletişim araçlarını sağlıklı ve düzenli bir şekilde kullanmak gerekmektedir.
  2. İnsanları ihtiyaç duydukları konularda bilgi ve tecrübemiz nisbetinde bilgilendirmeliyiz.
  3. İletişimdeki tesiri arttırmak için özlü ve kısa ifâdelerle muhâtabın gönlüne hitâb ederek mesajları sıralamalıyız.
  4. Müslüman, ten kafesine hapsolmuş rûhânî özelliklerini fark edip bu özellikleriyle Rabbine yol almalıdır.
  5. İslâm’ın ana kaynaklarını çok dikkatli bir şekilde kullanmalıyız.
  6. Farzlar bedenin, nâfileler rûhânî yönümüzün görevini teşkîl etmektedir.
  7. Mânevî ilerleme için murâkabe ve ihlâs olmazsa olmaz şartlardır.
  8. Duâ ile iyi niyetimizi iletişimde karşımızdaki kimselere ifâde etmeliyiz.
  9. Öncelikle kendimiz Rabbimizin rızâsını kazanan bir kul olmayı hedeflemeliyiz. Bu hedefe ulaşmak için Rabbimizin rızâsını kazananlar ile birlikte olmaya gayret etmeliyiz.
  10. Görünüşte halk ile aslında Hakk ile birlikte olan gönül erleriyle hemhâl olmaya gayret göstermeliyiz.
  11. Sözün sonu duâ ve selâm ile bitirilmelidir.
[1] Buhari, Rikak 38. [2] Araf 7/205.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak