Ara

Hicrette Hz. Ebû Bekir (Radıyallâhu Anh)

Hicrette Hz. Ebû Bekir (Radıyallâhu Anh)
Sonra ben yine kapıya avdet edip oturdum yine biraderimin gelmesini Cenab-ı Hak murad ederse getirir diye temennî eylemekte iken bahçenin kapısı tahrik edildi, sallandı. Ben: - “Bu kimdir?” dedim. Cevâben: - Osman bin Affan’ım, dedi. Sonra ben: - Dur, biraz bekleyin istîzan edeyim, dedim. Rasûlullah (sav) Hazretlerine gidip onu haber verdim. Rasûlullah (sav) Hazretleri biraz sükût ve tevakkufdan sonra bana hitaben: - Sen ona huzuruma gelmek için izin ver ve hem de onun üzerine gelecek belâ ve düçar olacağı felaket üzerine cennet ile tebşir eyle, buyurdu. Sonra ben Hz. Osman’ın yanına gelip, Osman’a hitaben: - İçeriye giriniz ve Rasûlullah (sav) sana isabet edecek ve senin dûçâr olacağın bir belâ, beliyye ve felâket vardır, buyuruyor dedim. Hz. Osman, Allah Teâlâ’ya hamd ve senâ ederek, “Allahu’l-müsteân” yani Allah Teâlâ muinimiz olsun, diyerek içeri girdi. Sonra huzûr-ı risaletpenâhiye vardığında mezkûr kuyunun kenar kuşağında yani bileziğinde oturacak yer yok idi, sımsıkı dolmuş idi. Hz. Osman, Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Hazretlerinin muvâcehe ve mukabelesinde oturdu. Bazı ulema Osman –radıyallahu anh- hazretlerinin şu hali müşarunileyh’in kabri, hücre-i muattara’da Rasûlullah (sav) Hazretleriyle Ebu Bekir ve Ömer –radıyallahu anh- hazeratın yanında olmayıp ayrıca Bakî-i Şerif’te muvâcehe ve mukabele-i hucre-i muattara’da olacağına işarettir, dediler. Hakikaten mu’cize-i nebeviye olarak Hz. Osman’ın şehadetine sebep olan büyük beliyye ve fitneler zuhura gelmiştir. Resûl-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz sarih elfâz ile hilâfet kimin tarafından işgal olunacağını tayin etmemekle beraber Cenâb-ı Hak ona haber vermiş idi. Resûl-i Ekrem Efendimiz’in Hilâfet İçin İşaretleri Resûl-i Ekrem –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Bir gün uyuyordum, kendimi bir kuyu üzerinde gördüm. Kuyunun bir kovası var idi. Kuyudan Allâh’ın dilediği kadar su çektim. Sonra Kuhâfe’nin oğlu yâni Hz. Ebu Bekir gelerek kovayı elimden aldı. O da bir iki kova çekti. Fakat zaif olduğundan Cenâb-ı Hak onu kurtardı; fakat bu sırada kova büyüdü ve Hattab’ın oğlu yâni Hz. Ömer onu alarak kovayı daha kuvvetle çekti. Onun çektiği su ile havuz dolmuş idi. Su içmek isteyenler her taraftan onun etrafında toplanmıştı.” Bu rüyay-ı Peygamberî ile evvelâ Hz. Ebu Bekir’in sonra Hz. Ömer’in risalete geçeceklerine işâret olduğu ifade ediliyor. Hattâ bu hadis-i şerif dahî mü’cizât-ı nebeviye’den olup, hakikaten Ebû Bekir Sıddîk –radıyallahu anh-, iki sene küsür hilafet yaptıktan sonra Hz. Ömer –radıyallahu anh- hilâfete geçmiştir. Ömer’in hilâfetinde bütün kisrânın mülkü fethedilmiş, Mısır, Şam gibi büyük beldeler İslâm eline geçmiştir. Hâlâ bütün cihan Hz. Ömer’in bu fütuhâtına hayrandır. "Hazreti Ebû Bekir Sıddîk (ra)” kitabından alınmıştır. Mahmut Sami Ramazanoğlu (ks) (Temmuz 2016)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak