Ara

Efendimiz’in (sav) Özel Hayâtından Sünnet ve Tavsiyeler “İş Hayâtı”

Efendimiz’in (sav) Özel Hayâtından  Sünnet ve Tavsiyeler  “İş Hayâtı”
Dünya Malı Allah Resûlü (sav) dünyaya ve içindeki nimetlere asla önem vermezdi. Dünyanın Allah (cc) katında da bir değerinin olmadığını, metruk ve aldatıcı olduğunu belirtirdi. “Dünya mel’undur, içindekiler de mel’undur. Ancak zikrullah ve zikrullah’a yardımcı olanlarla âlim ve mütallim hariç.” (Tirmizi, İbn-i Mâce, K.S.-1967) Dünyaya meyletmenin, yönelmenin insanı hatalara sürükleyebileceğini hatırlatırdı. “Dünya sevgisi her çeşit hatalı davranışların başıdır. Bir şeye olan sevgin seni kör ve sağır yapar.” (Beyhaki, Ebu Davud, K.S.-1969) Resûlullah (sav), dünya ehlinin mal peşinde koştuğunu belirtmiştir. (Nesei, K.S.-5663) Resûlullah (sav); mal ve makam sevgisinin kişinin dinine zarar vereceğini bildirerek uyarırdı. “İki kurdun bir bahçeye gelip yemesi ve orayı ifsad etmesi, mal ve makam sevgisinin Müslüman kişinin dinine verdiği zarardan daha fazla değildir.” (Bezzar-9643, Tirmizi, K.S.-1667) Yaşlılıkta bile bu duyguların körelmeyip bir genç gibi canlı olduğunu belirtirdi. (Tirmizi-9655, Buhari, Müslim, Tirmizi, İbn-i Mâce, 1666) İnsanları dünyaya dalmamaları için uyarır, Allah (cc) katında dünyanın hiçbir değerinin olmadığını belirtirdi. Bir defasında ashabıyla çarşıdan geçerken ölmüş bir oğlak görürler. Efendimiz (sav), kesik kulağından tutarak sorar: “Bu oğlağı bir dirheme kim alır?” Ashap: “Ya Resûlullah (sav)! O ölü. Hem diri olsaydı bile özürlü bir hayvan onu kim ne yapacak?” Resûlullah (sav): “Vallahi, Allah katında dünya, bu oğlağın sizin yanınızdaki değeri kadar bile yoktur.” (Müslim, Ebu Davud-7979) Allah Resûlü (sav) dünya malına hiç önem vermezdi. Evinde bir gece bile belli başlı malların olmasını istemezdi. Bir defasında kendisine gelen dört deve yükü eşyayı, borçlulara vermiş, birazı kaldığı için eve gitmemiş, mescitte yatmış, ertesi gün onları da dağıtmıştır. Yanında dünyalık varken ölümün kendisine gelip çatmasından çekinirdi. (Ebu Davud-7955) Efendimiz (as); yarına hiçbir şey bırakmazdı. (Tirmiz-7956, K.S.-2176) Bir gün ikindi namazını kıldı ve alelacele çıkıp eve gitti. Ashab-ı Kiram telaşlandı. Az sonra gelen Resûlullah (sav), duruma açıklık getirdi: “Biraz altın vardı, onun evimizde bulunmasından hoşlanmadım. Bir an evvel fakirlere dağıtılmasını istedim.” (Buhari, Nesei-7957, K.S.-2178) Resûlullah (sav), değil bir miktar altını yanında tutmayı, Uhud Dağı kadar altını da olsa, üç gün içinde onun tamamını fakirlere dağıtırdı. Zaten o zenginliği değil, sadeliği tercih etmiştir. (Buhari, Müslim- 7966, K.S.-391) Dünyanın Allah katında hiçbir değerinin de olmadığını buyururdu. “Eğer dünya Allah nazarında sivrisineğin kanadı kadar bir değer taşısaydı, tek bir kafire, ondan bir yudum su içirmezdi.” (Tirmizi, İbn-i Mace, K.S.-1971) Allah (cc) sevdiği kulunu dünyadan korur. (Tirmizi, K.S.-1972) Resûlullah (sav) vefat ettiği zaman, bir Yahudiden aldığı arpaya karşılık olarak, zırh rehin bulunuyordu. (Buhari, Müslim, Nesei-9624) Efendimiz (sav); bu ümmet için dünya malının bir fitne (imtihan) olduğunu belirtmiştir. (Tirmizi-7967) Çünkü dünyaya meyleden, ona fazlasıyla sahip olmaya çalışan, pek çok yanlışa da bulaşır. (Tirmizi-7978) Mal ve ahlâkça kendimizden üstün olanı gören mü’min üzülmemeli, durumu kendinden daha aşağı olana bakılmalıdır. (Buhari, Müslim-2860) İnsanın belini doğrultacak, yetecek kadar (Buhari, Müslim, Tirmizi-9588, K.S-2070) rızkı yeterli sayardı. Fakirlerin cennete zenginlerden daha önce gireceğini bildirmiştir. Onlarla oturmaktan haz alırdı. (Tirmizi, Ebu Davud-9593, K.S.-2072, 2074) Eve gelen fakirlerin geri çevrilmesini hoş görmez, onlara yakınlık gösterilmesini, yarım hurmayla da olsa gönüllerinin alınmasını isterdi. (Tirmizi-9590, K.S.-2071) Resûlullah (sav): “İnsanların dünya nimetlerine helal yoldan sahip olmasını kınamazdı. Zengin olup da, bunu Allah (cc) yolunda harcayanları överdi. “Zenginlik, Allah’ın bir fazlıdır, onu dilediğine verir.” “Salih mal, salih kimsenin elinde ne kadar iyidir.” (K.S.-c.7 s. 434) Toplumda değer gören, imkânı olan, sözü dinlenen nice kimselerin, Allah (cc) katında, toplumsal önemi olmayan bazılarından daha değerli olduğunu belirtmiştir. (Buhari, Müslim- 9597) “Nice saçı başı toz toprak içinde, kapılardan kovulmuş insanlar vardır ki, (bir şeyin olması için) Allah’a karşı yemin etse, Allah onu yemininde sadık kılar (duasını hemen kabu eder).” (Müslim-9598) Resûlullah (sav) ümmetinin dünya nimetlerine dalmasını hoş görmez buna karşı uyarırdı. Bir gün Mus’ab b. Umeyr’i yamalıklı bir elbiseyle görmüş hüzünlenip ağlamış ve şöyle buyurmuştu: “Birinizin sabahleyin ayrı, öğlenden sonra ayrı elbise giydiği, önünde bir tabak konup öteki kaldırıldığı, evlerinizi bu Kâbe’nin örtüsü gibi örtülere büründürdüğünüz, döşediniz zaman haliniz nice olur?” (Tirmizi-9601) Efendimiz (sav), insanoğlunun dünyevî arzu ve isteklerinin hiçbir şekilde azalmayacağını, doyumsuz olduğunu ifade etmiştir. “Eğer insanoğlunun iki vadi dolusu altını olsa, üçüncüsünü ister. Âdemoğlunun karnını ancak toprak doldurur. Bununla beraber Allah (cc) tevbe edenlerin tevbesini kabul eder.” (Buhari, Müslim, Tirmizi-9657, K.S.-943, İbn-i Mâce, K.S.-1668, 7303) Allah Resûlü (sav), kişinin ilerisinde bulunan emelleri, yakınında bulunan eceli arasında bir hayat sürdüğünü ama ecelin onu arzu ve isteklerinden önce yakalayacağını belirtmiştir. (Tirmizi-K.S.-151) Peygamber Efendimiz (sav), din konusunda kendimizden üstün olana bakmamızı, dünya nimetleri hususunda da kendimizden aşağıda olanlara bakmamızı istemiştir. Bunu yapanın sabredici ve şükredici olacağını müjdelemiştir. (Tirmizi-9689, K.S.-4862) İnsanların, zayıf kimseler hürmetine yardım ve rızka kavuştuklarını ifade ederdi. (Ebu Davud, Tirmizi, Nesei, K.S.-2076) … Dünyaya dalarak eli sıkı olmayı yasaklardı. Eli sıkılığın cimriliğe, akrabalarla ilişkiyi kesmeye, yanlışa kaymaya bir sebep olduğunu belirtirdi. (Ebu Davud, K.S.-393) Allah Resûlü (sav), sade bir hayat sürmeyi tercih ederdi. Hasır üzerinde yatıp, izlerinin çıktığını gören İbn-i Mes’ud’un: “Ya Resûlullah (sav), bir yaygı (minder) edinsek de, size hasırın sertliğine karşı korusa!” teklifine şu cevabı vermiştir: “Ben kim, dünya kim? Dünya ile benim misalim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir.” (Tirmizi, K.S.-1970) Cennete girenlerin çoğunun miskinler, cehenneme girenlerin çoğunun da kadınlar olduğunu belirtmiştir. (Buhari, Müslim, K.S.-2075) Zenginlerle arkadaşlık yapmayı tavsiye etmezdi. “Ey Aişe! Cennete benimle olman seni sevindirecekse, sana dünyadan bir yolcunun azığı kadarı yeterli olmalıdır. Sakın zenginlerle sohbet arkadaşlığı etme! Bir elbiseyi yama vurmadan eskimiş kabul etme!” (Tirmizi, K.S.-2069) Allah Resûlü (sav) Müslümanların dünya sevgisi ve ölüm korkusunu yaşamalarının, insanların başlarına üşüşüp onları etkisizleştireceğini bir mucize olarak bize hatırlatmış, uyarmıştır. “Yemek yiyenlerin büük tabağa üşüştükleri gibi insanların size karşı birleşip üşüşmeleri yakındır.” Biri sordu: “Ya Resûlullah (sav)! O zaman biz sayıca az mı olacağız? “Hayır, bilakis siz o zaman sayıca çok olacaksınız. Fakat siz selin sürüklediği çerçöp gibi dağınık olacaksınız. Allah (cc) düşmanlarınızın kalbinden sizing korkunuzu atacak, sizing kalplerinizde “Vehen” olacaktır” “Ya Resûlullah (sav), vehen nedir?” “O; dünya sevgisi ve ölüm korkusudur.” (Ebu Davud-9820) Resûlullah (sav) para, altın, mal mülk biriktirerek ona dalanları lanetmiştir. “Altına tapanlar melundur, gümüşe tapanlar melundur.” (Tirmizi, K.S.-398) Huneyn Savaşı sonucu elde edilen ganimetlerden bol bol dağıtmıştı. Mekkelilere verilip Medinelilere pek bir şey verilmemesini tenkit eden bazı ensar gençlerinin sözünü duyunca şöyle buyurmuştu: “Ey Ensar topluluğu! Bir yudumluk dünya malı için mi bana gücendiniz? Ben onunla İslam’a girenler için bir kavmin kalbini kazanmayı tercih edip, sizin İslâm’ınıza emanet etmiştim. Ey Ensar topluluğu! İnsanlar buradan deve ve davarlarla dönerken, sizler de Allah ve Resûlü’yle evlerinize dönmeye razı değil misiniz?” (K.S.-c.5 s.207) Efendimiz (sav), bazı bedevilerin ganimet ve dünya malı talep etmelerindenki aşırılıktan dolayı onları uyardı. Huneyn dönüşü ganimetlerden pay almak isteyen bazı bedeviler, kendisini sıkıştırınca şöyle buyurmuştur: “Şu taşlar sayısınca koyun olsa, ben yine de onu aranızda taksim ederdim.” (Buhari, K.S.-2177) Resûlullah (sav), dünyaya dalarak helak olmamak için ashabını ve müslümanları uyarırdı. Bir defasında Bahreyn’den cizye gelmişti. Gelenlerden almak için namaz sonrası Resûlullah’ın (sav) etrafında toplanan ashaba, Resûlullah (sav) bakarak tebessüm etti. “Öyle zannediyorum ki bir şeyler geldiğini duydunuz?” Ashap: “Evet ya Resûlullah!” dedi. Bunun üzerine Allah Resûlü (sav) şöyle buyurdu: “Öyleyse sevinin ve size sevindiren şeyi de ümit edin! Allâh’a yemin olsun ki, sizing için fakirlikten korkmuyorum. Ben size dünyanın genişlemesinden korkuyorum. Sizden öncekilere dünya genişlemişti de hemen dünya için birbirleriyle boğuşmaya başlamış ve helak olmuşlardı. Genişleyen dünyanın onlar gibi size de helak etmesinden korkuyorum!” (Buhari, Müslim, Tirmizi, K.S.-1147) Bir kimsenin eşi, oturduğu bir evi, yardım eden hizmetlisi varsa, onu krallara benzetirdi. ( Müslim, K.S.- 2073) Resûlullah (sav), dünya malının iyi salih insanlarda hayırlısı olduğunu belirtmiştir. Bu anlamda, ashabından birini şöyle uyarmıştı: “Şüphesiz ki mal hoştur tatlıdır. Fakire, yetime ve yolcuya verilen bu malın Müslüman sahibi en iyisi insandır. Bunu hak etmeden alan, yediği halde doymayan kimse gibidir. O mal, kıyamet günü aleyhinde şahitlik edecektir.” (Buhari, Müslim, Nesei, K.S.- 1965) Efendimiz (sav)’den… “Dünyada zahitlik, helal olanı haram etmek veya malı ziyan etmekle olmaz. Geçek zahitlik; Allâh’ın elinde olana, kendi elinde olandan daha çok güvenmen ve bir musibete düştüğün zaman getireceği sevap sebebiyle, onun devamına rağmet göstermendir” (Tirmizi, İbn-i Mace, K.S.-2068) “Rabbim bana Mekke toprakların altın olarak arz etti de, ben dedim ki: “Hayır Ya Rabbi! Bir gün tok olayım , bir gün de aç. Aç kaldığım zaman Sana yalvarır, Seni zikrederdim; tok olduğum zaman da Sana hamd eder, Sana şükrederim.” (Tirmizi-2854) “Zenginlik, çok mala sahip olmak değildir. Asıl zenginlik gönül zenginliğidir.” (Buhari, Müslim, Tirmizi-2855, K.S.-4850) “Salih bir kimse için salih/helal mal ne güzeldir.” (Müsned-4574) “Kul, ‘Malım, malım’ der. Oysa onun malından yalnızca üç şey vardır. Yiğip tükettiği, giyip eskittiği ve verip (âhiret için) biriktirdiği. Bunun dışındakiler ise, kendisi ölür, malını ise insanlara bırakır.” (Müslim-7970, Müslim, Nesei, Tirmizi, K.S.-397 Benzer ifade için bk. Buhari, Nesei, K.S.-399) “Dünya mü’minin zindanı, kafirin cennetidir.” (Müslim, Tirmizi-7976, K.S.-1968) “Eğer Allah (cc) katında dünyanın, sivrisinek kadar bir değeri olsaydı, ondan kafire bir yudum bile su içirmezdi.” (Tirmizi-7981) “Zenginlik kalpte olur, fakirlik de kalpte olur. Kalbinde zengin olan kimseyi dünyadaki mal zengin etmez. Ancak kendini cömert yapar.” (Taberani-9637) “Dünyadaki azığın, yola çıkan süvarinin azığı gibi olsun.” (Taberani-9646) “Dünyada sanki bir yabancı ya da bir yolcu gibi ol. Kendini kabir ehlinde say!” İbn-i Ömer şöyle derdi: “Akşam olunca sabahı bekleme, sabah olunca akşamı bekleme! Sağlıklı olduğun zaman hastalık için hazırlık yap. Hayatta iken de ölüm için hazırlık yap!” (Buhari, Tirmizi-9653) “Sen dünyada bir garip ya da bir yolcu gibi ol!” (Buhari, Tirmizi-K.S.-150) “Her ümmetin bir fitnesi vardır. Benim ümmetimin fitnesi de maldır.” (Tirmizi, K.S.-395) “İnsanoğlu yaşlandıkça onda iki şey gençleşir: Mala karşı hırs ve hayata (tul-i emel) karşı hırs.” (Buhari, Müslim, Tirmizi, İbn-i Mace, K.S.-1666, 7302) “Dünya arkasını dönmüş gidiyor, âhiret ise yönelmiş geliyor. Bunların ikisinin de kendine has evlatları var. Siz âhiretin evlatları olun. Sakın dünyanın evlatları olmayım. Zira bugün amel var, hesap yok. Yarın ise hesap var, amel yok…” (Buhari, Rezin, K.S.-1973) Hz. İsa (as) havarilerine şöyle demiştir: “Hanginiz denizin dalgaları üzerinde ev yapabilir? Bunu kimse yapamaz. Dünyadan sakının, onu ittihaz edinmeyin. Dünyaya bağlamak, deniz dalgaları üzerinde ev yapmaya benzer.” (K.S.-c.7 s.245) Mehmet Nezir Gül (Eylül 2016)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak