Ara

Denize Girmekten Korkanlar Korkanlar İnci Toplayamazlar

Denize Girmekten Korkanlar Korkanlar İnci Toplayamazlar
Allah Teâlâ'nın tevfiki ile iman denizine dalanlar 'Tevhid' incisini toplarlar. Ebedî cennette kalırlar. Sonsuz nimete ererler. imanda kemâle erenler de, yeme, içme ve nikah zevkinden geçip Cemâl-i ilâhî'ye nail olurlar. İmanla şereflenen müminler, iman denizinden topladıkları incilerle cemiyetin ağız tadı olurlar. Çünkü müminlerde tefrika, kin, kibir, hasetlik ve zulüm olmaz. Onlar Kur'an-ı Kerîm' de şu şekilde vasfedilirler: Namazlarında huşuludurlar. Boş söz ve işlerden uzaktırlar. Zekâtlarını verirler. Namuslarını korurlar. Emanetlerini ve ahitlerini gözetirler. İslam nimetine nail olanlar, ibadet ve taat incisini toplarlar bu denizden. Namazda huşu (azamet-i İlâhî'den titreme), Oruçta takva (Allah Teâlâ korkusu), Hacda ahirete hazırlık, Zekâtta ruhî temizlik (ahlâkî güzellik), imanda yakîn (kesin inanç), Cihada, iyiliği emir ve kötülüğü nehiyde, ferdî ve sosyal yaşamda, hayatın bütün alanında yapılan görevlerde ilâhî rıza (Cenâb-ı Hakk'ın hoşnutluğu) incilerini toplarlar. İhsan mektebinin öğrencileri kalben ve cehren, açıktan yapılan zikir denizinden irfan (Hak Teâlâ'yı tanıma) incileri toplarlar. Dua, rikkat (kalp inceliği), ahde vefa (sözünde durma), ana-babaya iyilik, cömertlik, adalet, merhamet vs. gibi inciler elde ederler bu deryadan. Sıddîk-ı Azam (r.a.) ve emsali, Hakk Teâlâ'nın inayet denizinden elde ettikleri inci ile semada parlayan yıldız oldular. "Sahabelerim yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidayete erersiniz." (Hadis-i Şerif) İmam-ı Rabbânî, Muhyiddin-i Arabî, Hacı Bayram-ı Velî, Mevlânâ ve Yunus Emre (k.s.) ve diğerleri de velayet denizinden elde ettikleri incilerle mürşid-i kâmil (insanlığa ışık tutan fener) oldular. Nebiler ve Resûller, nübüvvet ve risalet denizinden elde ettikleri incilerle kafaları şirk ve küfürden temizlediler. Cenâb-ı Hakk Kelam-ı ilâhîsinde ne güzel anlatır bu denizi! De ki:"Eğer Rabbimin kelimeleri için deniz mürekkep olsaydı Rabbimin kelimeleri tükenmeden elbette deniz tükenirdi. Yardım için bir o kadar daha deniz getirsek de yine de deniz tükenir kelimeler tükenmezdi."(Kehf, 18/109) Eğer yeryüzündeki ağaçlar kalem olsa, denizler mürekkep olsa, ondan sonra yedi deniz de yardıma gelse Allah Teâlâ'nın kelimeleri tükenmez. Şüphesiz Allah Teâlâ her şeye gücü yetendir, her şeye hükmedendir. (Lokman, 31/27) İki denizi birbirine karışmak için salıvermiştir. Aralarında perde vardır, birbirlerine karışmazlar. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? O iki denizden inci ve mercan çıkar. O halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlarsınız? (Rahman, 55/19-23) Her bir ferdimizin, rahmet deryasından elde ettiği inci ve mercanlarla insanlığa huzur ve sükûn vermesi ümidiyle...
 
Alemdar-Ali Ramazan Dinç Efendi (ks)

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak