Ara

Âile İçi Huzûrun Şartı

Âile İçi Huzûrun Şartı

Âile İçi Huzûrun Şartı
Kalemdar (ks)

Kıymetli kardeşlerim!

Allah Teâlâ, fermân-ı ilâhîsinde ‘Erkekler,kadınlar üzerine hâkimdir, onların reisidirler. (…) Sâliha kadınlar, itâatkâr olanlardır.’1 buyurmaktadır.

Âile içinde huzurlu olmanın en önemli şartı, kadının kocasına itâat etmesidir. Kur’ân’ımız sâliha hanım olabilmenin şartını kocaya itâatkâr olmaya bağlamıştır. Kocası kendinden râzı olan kadın, cennet nîmetine erişir, cennete gider.

Fakat kadın; 1) Namazını kılmaz, 2) Orucunu gıybetlerle eritirse; 3) Nâmusunu muhâfaza etmez, nâmahrem erkeklerle konuşur ve görüşürse; 4) Sokağa çıkarken kokular sürüp tesettürüne riâyet etmezse; 5) Kocasına itâat etmeyip onu mesrûr ve memnûn etmezse; yedi cehennemin kapısı açılır, ‘Buyurun! Siz lâyık değilsiniz sekiz cennete’ denilir. İki cihân güneşi Muhammed Mustafa (sav) şöyle buyurmaktadır: ‘Mi’râca çıktığımda Bana cenneti gösterdiler, ehlinin ekserîsinin fukarâ-i sâbirîn olduğunu gördüm. Ben nâr-ıcahîme de kesb-i vukûf eyledim, bu sefer ehlinin ekserîsini kadınlardan gördüm.’2

Kocaya itâat etmeyi daha güzel açıklayacak bir olay nakledeyim sizlere. Fâtımâtü’z-Zehrâ vâlidemiz (r.anhâ) ile Hz. Ali (kv) Efendimiz arasında ‘itâat meselesi’nden dolayı küçük bir kırgınlık olur. Fâtıma annemiz:

- Yâ Ali! Ben sana latîfe etmiştim anlamadın mı?’ der.

Hz. Ali Efendimiz ise:

- Yok, sana kırıldım. Ben senden böyle sözler ummazdım.

Bunun üzerine Hz. Fâtıma,kendisini affettirmek için Hz. Ali Efendimiz’in etrâfında yedi defa Kâbe’yi tavâf eder gibi, döner, döner, döner… Ve ekler:

- Sen kırgın olursan, ben ehl-i nârdan olurum yâ Ali, bana hakkını helâl et.

- Binlerca defa helâl olsun, yâ Fâtıma.

Hz. Ali Efendimiz Fâtıma anamızı bağışlar fakat yine de anamızın kalbi mutmain olmaz. ‘İndallah mes’ûl oldum mu acabâ?’ diye Peygamberimiz’e sormak için koşar. Rasûlullah Efendimiz’e (sav) yolda rastlar. Efendimiz onun bu telâşeli hâlini görünce sorar: ‘Ne oldu Fâtıma?’ Hz. Fâtıma, eşiyle arasında geçenleri bir bir Peygamber Efendimiz’e (sav) anlatır. Onunla helâlleştiğini söyler. ‘Fakat yine de indallah, onun hakkı tamam mı? Allâh’ı (cc) râzı edebildim mi? Daha hakkı bende kaldı mı diye sormak için geldim ya Rasûlallah!’En çok sevdiği ve ‘Kim Fâtımâ’yı üzerse Beni üzer.’3 dediği kızı Fâtımâ’ya hitâben şöyle söyler Muhammed Mustafa (sav): ‘Hakkın helâl olmuş yâ Fâtıma. Tamam, korkma! Ama eğer kocan sana kırgın olsaydı ve sen buraya gelirken de emr-i Hakk vâki olup yolda ölseydin, senin cenâze namazını kılmazdım.’

‘Kadın beş vakit namazını kılar,orucunu tutar, nâmusunu korur ve kocasına itâat ederse cennete girer.’4 buyuruyor Efendimiz (sav). Bakınız şimdi ise hanım kardeşlerimize müjdeler veriyorum. Zevci kendisinden râzı olduğu halde bir kadın vefât ederse, kocası da ‘Ben ondan râzıyım, Allah da ondan râzı olsun’ diye, öldükten sonra arkasından güzel sözler ederse, ‘Hiç incitmezdi,güler yüzlüydü, tatlı dilliydi, kocasına süslenir, nâmahremden kendini korurdu’derse böyle bir kadın kocasını râzı etmiş, râzı ederek de vefât etmiş. “İşte böyle bir kadın cennete dâhil olur” buyuruyor Peygamberimiz (sav).

Hanım bacılarımız sakın bana kızmasınlar, ben terâzi koydum, ölçüyü gösterdim, ağır söylemedim. Sözlerimi yegâne ölçü olan Kur’ân-ı Kerîm ve Rasûlullâh’ın (sav) hadîsiyle tarta tarta söyledim. Bu hadîs-i şerîfteki cennet müjdesinin, günâh-ı kebâirden uzak olan hanımlara olduğu âşikârdır.

Cenâb-ı Mevlâ, bizleri eşleriyle hüsn-ü muâmelede bulunan ve bu vesîleyle de yuvaları huzurlu olan zümreden eylesin. (Âmîn)

Hamd olsun âlemlerin Rabb’i olan Allâh’a!

Dipnotlar
1 Nisâ 4/34.
2 Buhârî, Hayz 6; Zekât 44; Îman 21; Küsûf 9; Nikâh 88; Müslim, Küsûf 17; İman 132; Nesâî, Küsuf 17; Muvatta, Küsuf 2.
3 Buhari, Fezâilü ashâbi’n-Nebî, 12, 29; Müslim, Fezâilü’s-Sahâbe, 93-94; Hâkim, Müstedrek, c.III, s.154
4 Ahmed b. Hanbel, Müsned, c.I, s.191.

Abone Ol

En son haberleri doğrudan gelen kutunuza alın. Asla spam yapmayız!

Sosyal Medya Hesapları

Mesaj Bırak